Euro 2008'de ki yarı finale kadar çıkma başarısının ardından Türkiye, katıldığı 2010 AFRİKA DÜNYA KUPASI ELEMELERİNDE, belkide en kolay gruptan çıkamayarak tarihi bir fırsatı tepti... Ama bizde adettendir kuralar çekilir ve her ne hikmetse kolay grup Türkiye kalitesiyle bile bu gruptan çıkar deriz ama yine ne hikmetse Dünya Kupası'na 3 kez katılabilmişiz ki en son 2002'de GÜNEY KORE ve JAPONYA iş birliği olan turnuvada 3. olarak tamamladık ve yine EURO 2004, Dünya Kupası 2006'yı pas geçtik...
Bakıyorum herkes eline savaş baltalarını almış yok Fatih Terim böyle yok Fatih Terim şöyle görende bu takımı Euro 2008'de 3. yapan başka bir hocaydı...Ama kimse düşünmüyor acaba neden bu durumlara düştük...
1-BASIN SAĞOLSUN : Her transfer döneminde Avrupa'da ki parmakla sayılan futbolcularımızı Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş'a hayali olarak transfer dedikodularını yayıyorlar, daha sonra taraftarlarda bir beklenti meydana geliyor ve klüp yetkililerine "HAMİT, TUNCAY, YILDIRAY ne zaman geliyor diye baskıyı kurunca klüp yetkilileri de haliyle hesapta olmayan transferlerle uğraşıyor ve hem kendi transfer politikasını çiğniyor hemde Avrupa'da ki sayılı oyuncumuzun akıllarını çeliyorlar...
2- YÖNETİMLER SAĞOLSUN : Takımlarımızın şöyle bir kadrolarına baktığımızda en az 3-4 en fazla ki rekor FENERBAHÇE'de sonradan TÜRK olanlarla beraber 8-9 tane yabancı oyuncu var...Böyle bir durumda tabi ki TÜRK oyuncular kadroda fazlasıyla yer bulamıyor ve yine geleceğin oyuncuları diye anılan oyuncular yabancı oyuncuların gölgesinde kaldığından yetişemiyorlar ve TÜRK sporu 35'lik CEYHUN ve YUSUF'a kalıyor...Burada GALATASARAY'ı tebrik ediyorum, çünkü her milli takım döneminde en az 5 oyuncusu banko sahada olabiliyor o da en az bunun nedeni de GALATASARAY'ın gerçekten çok iyi durumda olan PAF kadrosu sayesinde...
3- FEDERASYON SAĞOLSUN : Yabancı sınırlamasını 10-20 yapın demiyorum ama şöyle bir kural getirin şu kadar milli forma giymemiş oyuncunun, takım kadrosundaki yeri 2 tane, eğer kurala uyan oyuncu varsa 100 tane yabancı getirebilirsin...İşte o zaman ligde kalitesiz yabancı olmaz ve bu kaliteli yabancılarla çalışan oyuncular daha profesyonel olurlar ve oynadıkları milli takıma daha faydalı olurlar...
4-DİĞER : İlk önce Fatih Terim'in de dert tandığı darbeye bağlı olmayan sakatlıklar...Bunun da tek nedeni Türkiye'de ki oyuncuların iyi antreman yapamaması ve bu da kötü antrenörler le olur, diğeri ise Türkiye'de ki antreman tesisleri ve stadyumların tarladan farkının olmaması...Bu iki neden de birleşince oyuncular sakatlanıyorlar ve Milli Takım kadrosuda bir türlü oturamıyor ki bunun en ağır yükünü EURO 2008'de yaşadık ama ders olmamış ki Dünya Kupası Elemeleri süresince sağlam oyuncumuzdan çok, sakat oyuncularımız vardı...
Şimdi diyorsunuzdur yazının başlığı İyi Bir LCD ve ya PLAZMA tv almanın tam vakti !!! ama yazıyla başlığın alakası bile yok... Siz öyle sanın bal gibi de alakası var bu kadar etken birleşince haliyle TÜRKİYE daha çok turnuvayı teğet geçer... İşte böyle bir durumda bu büyük şöleni izlemek için kaliteli bir tv almanın zamanı geldi...Sizlere önerim SONY BRAVİA 200 hz ve bir HD DİGİTÜRK kutusu sayesinde her maçı HD teknolojisiyle izleyebilirsiniz...
12 Ekim 2009 Pazartesi
İyi Bir LCD ve ya PLAZMA tv almanın tam vakti !!!
26 Temmuz 2009 Pazar
Rijkaard'lı Aslan'dan Barca Olur mu ?
Rijkaard,Galatasaray'ın yeni dönem hocası oldu ve herkesin aklına şu soru geldi:"Acaba Rijkaard,Galatasaray'ı Barcelona'da ki gibi başarıdan başarıya götürebilecek mi..."Benimde açıkçasıbu soru fazlasıyla aklıma takıldı ve işte düşüncelerim...İlk önce Rijkaard'a neden saygı duymalıyız ve ne yapmış ona bir bakalım.Euro 2000'de Hollanda-İtalya maçında gelmiş geçmiş en güzel berabere maç ünvanını almıştı ama ve Hollanda Milli Takımını yarı finale kadar taşıdı.Gel gelelim Barca-Rijkaard büyüsünde bakalım neler yaptı...2003 yazında takımın başına geçtiğinde taraftarlar Hollanda rüzgarının Katalan Bölgesine kadar gelebilme ihtimali bile sevinçle karşılandı fakat Barca kadro bakımından pekde güçlü değildi ve Katalan ekibi üç sene boyunca sancılı günler geçirdi ve tek bir kupa bile kazanamadılar hatta ligi iki kez 4. sırada,bir kezde 6.sırada tamamladı...Ama doğum sancıları en sonunda meyvelerini verdi ve Barcelona geriye kalan 5 sezonda 2 La Liga, 1 Şampiyonlar Ligi, 2 İspanya Süper Kupası kazandı ve lig kupası kaldıramadıkları sezonlarda 2. sırada kaldırdılar...
Bu kadar başarıyı kazanan hoca şimdi Galatasaray'da ama herkes de 4-3-3 tartışması başladı bu taktik Galatasaray'da tutarmı tutmaz mı...Takımları karşılaştığımızda Galatasaray ve Barcelona arasında fark var ama iki takımında liglerdeki konumuna baktığımızda benzerlik gösteriyorlar.Birisi Süper Lig'de diğeri La LigA'da Şampiyonluğun en büyük takipçisidir.
Yandaki kadroya göre Kalecilerde açıkçası pek bir fark yok,beklere baktığımızda Daniel Alves hücum olarak,Abidal ise savunma yönü kuvvetli oyuncular olarak hafızalarımıza kazındı.Galatasaray'da ise Uğur sakatlanmadan önce hem hücumlarıyla hemde yaptığı orta ve asistleriyle sağ kanadı emniyet altına almıştı sakatlanmadan sonra da aynı performansı göstereceğinden hazırlık kampından izlediğimiz kadarıyla şüphe yok.Abidal ise hücumu değil ama savunmayı daha çok seviyordu ki aynı Galatasaray'da ki Hakan Balta gibi ileriye fazla çıkmaz daha çok savunmayı düşünüyor.Göbekteki iki oyuncuya bakınca Servet ve Puyol iki takımında Rambo'su rolünde oynuyor yani iki takımdaki oyuncular arasında pek bir fark yok ama Pique'nin yerine oynayan oyuncuların hiçbirisi bu özellikleri taşımıyor yani orta sahaya kadar çıkıp 60-70 mt'lik ayağa toplar atıp takımını yönlendiren bir oyuncu yok bu yüzden ne Emre'ler ne de Gökhan Zan bu özellikte bir oyuncu...Orta sahada ki 3'lü de ise Mehmet Topal ve Yaya Toure atakları kesebilen uzun boylu savaşçı oyuncu tipiyle gayet uyumlu görünüyorlar.Diğer kanatda kaptanlık verilen ve takımdaki sorumluluğu üç kat sorumluluk sayesinde Iniesta'nın yapacağı görevi sırıtmadan yapar fakat Xavi'nin Barca'da ki görevini şu anda Galatasaray'da kimse yapamaz hatta Barış-Ayhan-M.Sarp beraber oynasa yinede bir Xavi etmezler çünkü Barca'da takım listesi ilk önce Xavi sonra diğer oyuncular sahaya sürülüyor...Geçelim ileri 3'lüye sağdaki Harry Kewell daha teknik Henry ise daha kuvvetli fakat böyle bir eşleşmede Harry Kewell daha cazip geliyor.Messi-Keita eşleşmesi ise biraz adaletsiz gibi fakat Keita'nın Messi'ye göre bir kaç artı noktası var birisi hız diğerisi ise bitiricilik Messi ise teknik ve taktik zekasıyla takımın harika bücürü görevini üstleniyor.Hücumdaki en önemli oyuncular Eto'o ve M.Baros açıkçası iki oyuncuda driblingleri ve bitiricilikleri sayesinde pek bir fark yok yani Galatasaray'ın Xavi ve Pique gibi iki oyuncuya sahip olursa başarı açıkçası kaçınılmaz...
Yazımın sonuna geldiğinde Türk taraftarların en büyük sıkıntısı olan sonuca bağlı başarı göstergesini Rijkaard'lı Galatasaray'ın isterse iki sene şampiyon olamasın ama sistemin bir makine dişleri gibi çalışırsa bu takım gerçekten 2000 ruhu gibi bir rüzgarı yakalar ama biraz sabır göstermemiz lazım...
Yazımın sonuna geldiğinde Türk taraftarların en büyük sıkıntısı olan sonuca bağlı başarı göstergesini Rijkaard'lı Galatasaray'ın isterse iki sene şampiyon olamasın ama sistemin bir makine dişleri gibi çalışırsa bu takım gerçekten 2000 ruhu gibi bir rüzgarı yakalar ama biraz sabır göstermemiz lazım...
23 Nisan 2009 Perşembe
C.Ronaldo'yu Değil Arda Turan'ı isteriz...
Real Madrid'de ARDA SESLERİ...
İspanyol devine gönül verenler son günlerde M.United’ın starı Ronaldo ile yakın temasta olan yöneticilere Portekizli oyuncu yerine Arda Turan’ın transfer edilmesi için çağrıda bulundu.
AVRUPA Şampiyonası’nda ay yıldızlı forma altında sergilediği muhteşem futbolla göz kamaştıran Galatasaray’ın genç yıldızı Arda Turan, İspanyolları da kendisine hayran bıraktı. Performansıyla birçok Avrupa devinin transfer listesine giren Arda Turan için bu kez Real Madrid taraftarları seferberlik ilan etti. İspanyol devinin taraftarları son günlerde Manchester United’ın starı Cristiano Ronaldo ile yakın temasta olan Real Madrid yönetimine Portekizli oyuncu yerine Arda Turan’ın transfer edilmesi için çağrıda bulundu.Ronaldo ile kıyasladılarBeyaz Şimşekler’in en ateşli taraftarlarının söz aldığı "Realmadridfans.org" adlı taraftar sitesinde G.Saraylı Arda Turan’ın en az Ronaldo kadar önemli bir futbolcu olduğu ve Real Madrid yönetiminin, Portekizli oyuncunun transferini gerçekleştirememesi halinde, milli yıldızı kadrosuna katması gerektiği vurgulanırken, bu transferin gerçekleştirilmesi istendi. Real Madrid taraftarları ayrıca Arda Turan için özel bir forum sayfası açılırken, burada sarı kırmızılı futbolcu için övgü dolu yorumlar yer aldı. İspanyol taraftarlar Arda’yı, Ronaldo ile kıyaslarken şu çarpıcı yorumları yaptılar:"Yönetim, Ronaldo olmazsa kesinlikle Arda’yı almalı. Euro 2008’de Ronaldo bir, Arda Turan ise iki gol attı. Türk, Portekizli’den çok daha iyi oynadı ve en az onun kadar yetenekli. Bu örnek ortadayken Ronaldo, 90 milyon Euro ediyorsa, Arda 180 milyon Euro eder. Arda, bize göre değerli ve gelecek vaadeden bir oyuncu. Ronaldo’da ısrar edilmemeli."
9 Şubat 2009 Pazartesi
TURAN CANAN Vs ANGMAR'ın CADI KRALI

Film, J.R.R. Tolkien'in unutulmaz eseri Yüzüklerin Efendisi üçlemesinden esinlenilerek güç yüzüğünün cehennem dağlarında yapılmasından sonraki olayları konu alıyor.Orta dünyanın karanlık lordu Sauron tarafından yapılan güç yüzüğü orta dünyanın hür halkları üzerinde büyük bir tehdit oluşturmaktaydı.Bu tehditi savuracak ve Kara Lord Sauronu yenilgiye uğratacak tek bir kişi vardı,bu kişi Gondor tahtının veliahtı Turan Canandı.Ancak Turan Canan Sauron'a meydan okurken karşısına Sauron'un en sadık,en şeytani ve en güçlü hizmetkarı Angmar'ın Cadı Kralı çıkacaktı. Böylece orta dünyada Turan Canan ile Cadı Kral(witch king) karşı karşıya gelecek ve iyilikle gölgenin savaşı yeniden alevlenecekti.Bu savaşta Cadı Kral orcları,trolleri ve efsanevi yaratıklar gölgeyle ateşleri yani balrogları kullanacak ,Turan Canan ise elfler,cüceler ve insanlarla cevap verecekti.
Senaryo ve Yönetmen: Ömer Çağrı
Oyuncular: Turan Canan,Megan Fox ve Witch King of Angmar
Film süresi: 139 dk.
Vizyon tarihi: 2009 yazı
Yapımcı: Ömer Çağrı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)