12 Kasım 2008 Çarşamba

Aklıma takılanlar

Fenerbahçe-Galatasaray maçında,maçın 9.dakikasındaki pozisyonu hatırlayalım:Baros topu rakibinden kurtardı ama ligin KASABI(Lugano)uçan tekme ile önüne geçti ve hakem ellerini direk şekilde kaleye göstererek serbest vuruş olduğunu belirtti sonrası ise LinGOLn vurdu ve Volkan'ı 10 dk içinde 2 gol attı aynı schalke de ki gibi...
-Eğer hakem gerçektende çift vuruş verdiyse bunu Lincoln'ün gözüne sokarcasına göstermeli,düdük çalmadan vurmamasını gösteriyor ya bunu da yapması lazım aynı Trabzon-Beşiktaş Türkiye Kupası maçındaki gibi göstermesi lazım...
-Gerçekten tehlikeli hareket olduğunu düşünüyorsa neden Lugano'yu sarı kartla cezalandırmıyor...
-Hiçbir hakem kararını değiştiremez yani ilk önce serbest vuruş verip arkasından çift vuruş vermesi gibi yani...
ama bunlar daha kariyerindeki ilk derbisini yöneten bir hakem için şaşırılmayacak bir hata ! kim bilir belki de:
Aziz Yıldırım aldı bir yalı
hemde mobilyalı
LÜTFEN eğer tüm dünyanın önünde bir derbi yapacaksak bizi rakibimizle yalnız bırakın ki görelim SARAÇOĞLU'nda tarihi fark kaçla başlıyo 10 dk 2 gol 90 dk 18 golll
bakalım ALİ SAMİYEN CEHENNEMİ'nde de hakem ve azizenin paraları olacakmı...orada sadece Galatasaray ve Fenerbahçe olacak hakemde fayda etmeyecek...

7 Eylül 2008 Pazar

LA LİGA'da 4 TÜRK'ün AYAK SESLERİ...volume 1

Ramazan ayında vakit geçmek bilmiyordu bizde sahur vakitlerinde zaman geçirmek için FOOTBALL MANAGER 2005'de sezon kurduk ama ne sezon 3 kişiyle başlayan lig kısa sürede 4'e yükseldi...İnternetten birçok kişi girmek için teklifler yollasada maalesef biz arkadaşlar arasında devam etmeyi yeğledik...
La Liga'da lige güçsüz yada maddi olarak zayıf takımlarla başlamak istedik yani hedef öyleydi ama Sinan-A.Madrid,Kemallettin ve Akif-Sevilla,Önder-Valencia'yı alarak ekonomik olarak R.Madrid ve Barca'dan sonra en güçlü ekipleri alınca bende Villereal'i alarak para ile değil teknik ve taktik zekanın galip geleceğini kanıtlamak istedim...
Bugün ilk olarak takım adlarında alfabeden başlayarak
CLUB DE ATLETİCO DE MADRİD S.A.D
sahaya 4-4-2 klasik taktikle çıkan Madrid ekibi yaptığı 16 maçta 8 galibiyet,6 yenilgi,2 beraberlik aldı.Transfer sezonunu 13,5 milyon dolarla dikkat çekici bir kadro kurmaya çalışsada oynadığı maçlarda defansı çok kötü olan Madrid ekibi Avrupa kupalarından elenerek sadece ligde savaşmaya çalışacak...
Senna >>>>>Turan Canan'dan uzun uğraşlar sonucunda 4 milyon dolara alındı...
D.Biorefka>>>>>Bayern Leverkusen'den 2.6 milyon dolara alındı...
Cassio Lincoln>>>>>Schalke 04'den 6 milyon bonservis bedeliyle Madrid'e getirildi...
Baroja>>>>>Ücretsiz olarak bonservisi elinde olarak geldi...
Makoena>>>>>Orlando Pirates'den,Madrid'e 850 bin dolara geldi...

25 Ağustos 2008 Pazartesi

MURO-KAHROLSUN İÇİMDEKİ İNSANLIK SEVGİSİ



KÜNYE
Yapım: PANA FİLM
Yapımcı: Raci ŞAŞMAZ
Senaryo: Raci ŞAŞMAZ – Bahadır ÖZDENER – Cüneyt AYSAN
Yönetmen: Zübeyr ŞAŞMAZ
Görüntü Yönetmeni: Selahattin SANCAKLI
Müzik: J.P. Smadj & Cem Yıldız (Pozitif Edisyon)
Oyuncular: Mustafa ÜSTÜNDAĞ – Şefik ONATOĞLU Fırat TANIŞ – Eray TÜRK Nataliya BONDARENKO – Daria LITVINOVAEvrim ALASYA – Bülent ŞAKRAK
VE
Mazhar ALANSON
Cezaevinden çıkan Muro ile Çeto, devrimi köyden başlatmak üzere memleketlerine dönerler. İlk planları evlenip yuva kurmak, örnek birer devrimci olmaktır. Oysa köyde onları bir sürpriz beklemektedir. Muhtar, Muro ile Çeto’yu hapisteyken iki Rus kadınla evlendirmiştir. Muro ile Çeto’nun devrim ütopyasını gerçekleştirmeleri için; kadınları bulup boşanmaları gerekmektedir. Bunun için İstanbul’a dönen Muro ile Çeto’nun başına gelmeyen kalmaz. Çözümlemesini asla yapamayacakları bir örgütle karşı karşıya kalırlar…
Kurtlar Vadisi Pusu'ya ilk önce Polat'ın düşmanı olarak girdi,sonradan Muro rolünün tutması üzerine Bulut'la ortak-düşman karışımı oldu en sonda doğru yolu bulup Polat'ın işlerini kolaylaştırmaya kendini adadı...Çeto ve Yıldırım ile yine maceradan maceraya atlayacak ve yine izleyenleri gülme krizlerine sokacak gibi görünüyor.Filme ek olarak Eşref Saati ve Gece Gündüz dizilerinde oynadığı komedi rolleriyle dikkat çeken Bülent Şakrak'da rol alacak...Yapımcıların söylediklerine göre filmde çok önemli süprizler olacakmış...

21 Ağustos 2008 Perşembe

TATLI HAYAT DİYALOGLARI#2

Tatlı Hayat'ın bu unutulmaz diyaloglarını devam etmesi için olumlu tepkiler aldım ve serinin ikincisini yayımlıyorum...

1)Yorgo : ihsan hadi sen de bizimle gelsene beraber tenis oynarız.
ihsan : Gelemem efendim işim var benim çalışmam gerek.
Sevinç : Yorgo da çalışıyor ama bak feraye'ye zaman ayırıyor.
ihsan : ee demek ki yunan gizli servisi pek hareketli değil bugünlerde.

2)ihsan:bu ne hal irfan?
irfan:ah, sormayın efendin, bugün büyükbabamın doğum günü.
ihsan:eee peki niye üzülüyorsun.
irfan:çünkü efendim bugün aynı zamanda kendisinin ölüm yıldönümü.
sevinç:aaa nasıl oldu o?
irfan:sormayın efendim. büyükbabamın 84. yaşgünü idi. bikaç eş-dost karar verdik, ona evinde bir sürpriz doğumgünü partisi yapacaktık. o evine gelmeden önce gittik, salonda herşeyi hazırladık. büyükbabam eve gelmeden önce lambaları söndürdük. bana da lambayı yakma görevini verdiler. sonra büyük babam geldi, anahtarla kapıyı açtı. sonra o çeri girince hepimiz "süpriiizzz" diye bağırdık.
ihsan:eee sonra?
irfan:sonrası var mı efendim, lambayı bi açtık ki adam yerde kalp krizi geçiriyor. hastaneye yetiştiremeden ruhunu teslim ettiii...

3)(ihsan elinde tuttuğu bir oyuncak bebeği göstererek anlatmaya başlar).
ihsan:bak sevinç bunun adı menekşe bebek. bunu buradan kuruyorsun, çalışmıyor.

4)ihsan:yorgo , sana ege kokteyli hazırlamamı ister misin ?
yorgo: aa , tabii ihsan . içinde ne var peki?
ihsan:tuzlu su

5)(başar'le pelin'in düğünü için davetli listesinde yorgo 'nun tanıdıkları vardır):
-ihsan:ver bakiyim şu listeyi bana. bu ne be, neyin listesi bu! yunan ikinci piyade alayının mı! daha birinci sayfada 10 tane alex, yirmi tane nikos var.
feraye:onların çoğu yorgo'nun akrabaları.
ihsan:nerde bizim akraba listesi.
sevinç:ne yapacaksın bu saatten sonra listeyi?
ihsan:ekleme yapacagım. askerlik çağına gelmiş, eli silah tutan tüm tanıdıklarımızı.

6)can: ihsan amca bir soru sorabilir miyim?
ihsan: hayır sorma can.
can: ama ihsan amca, çok önemli.
ihsan: cevabı portakal tamam mı? şimdi git başımdan.
can: aa nerden bildin ihsan amca?
ihsan: soru neydi ki?
can: sorma dedin ya ihsan amca.
ihsan: can delirtme beni soru neydi dedim sana!

20 Ağustos 2008 Çarşamba

Çok sevdiğim Erdoğan Bulut kardeşim geçenlerde şaka ile karışık benimle ilgili de bir blog yazısı isterim demiştim,sağolsun daha ağzımdan laf çıkar çıkmaz yazıyı hazırlamaya başlamış...İyi ya da Kötü,Beğenirsiniz ya da Beğenmezsiniz ama bir insana değer verilerek bir iş yapılıyorsa bu işe SAYGI duymak zorundasınız...teşekkürler BULUT ERDOĞAN

TURAN CANANAda futbolunun yeni gözdesi diye haberleri geçmiş 6 yıl önce..."little sukur'canan' comes to reds" diye küçük bir başlık atmış The Sun spor bölümünde...ama sivasspor vermek istememiş genç oyuncusunu, 13 yaşında zorlanacağını düşünmüş ingilterenin sisli yollarında...bugün adını pek bilen yok turanın... manchester ı reddedince depresyona girmiş bir daha kendini toparlayamamış, sinan gündüz den depresyon tedavisi almış biraz kendine gelmiş ama 2 yıl sonra da bacağını kırmış ağaçtan erik toplarken yere düşünce...
Geçen gün göztepenin rakipleri belli olmuş 30 Nisan - 4 Mayıs tarihleri arasındaki 3. lige terfi maçlarında.Ulucak, Kuşadası, Çine Madran, Azotspor, Gaybiefendi, Denizli, Dalyan Belediye...azotspor a dikkat edin çünkü o takımda oynuyormuş turan canan. ingiltere gibi sanayileşmiş ülkenin azotlu havasını soluyamasa da ülkemizde bulmuş kendi azodunu. amatör de şadi çolak ın rekoruna yaklaşamasa da 101 gole dayanmış.şadi napmış onu hatırlayalım ;1999 da rize amatör futbol takımlarından çayspor forması altında, rize amatör liginde bir sezondaki 30 maçta 130 gol atmış guiness e girmiş...belki de geçer otuz gol atar kalan maçlarda. azotspor a önerim oyuncuya bol bol erik alsınlar ağaca falan çıkmasın 3.lige çıkmadan bir de şu soru aklıma takılıyor ferguson hala bu oyuncuyu izliyor mudur? izliyorsa sanırım şöyle diyordur
ada sahillerinde bekliyorum
her zaman yollarini gözlüyorum
seni senden güzelim istiyorum
beni şad et şadiye başin için

her zaman sen yalanciben kâni
her zaman orta yerde bir mani
her zaman sen uzakta ben müştak
her tellakide bir hayalin berrak

nerede o mis gibi leylaklar
sararip solmak üzere yapraklar
bana mesken olunca topraklar
beni yad et güzelim başin için

19 Ağustos 2008 Salı

KARA EŞREF'den CEYLAN'ına MAPUSLUK MEKTUBU

İçerde yatan Kara Eşref'in Ceylana yazdığı mektup
güzel gözlüm... kara bahtlım... kokun burnumda tütüyor... mapusluk kolay, hasretlik zor, burada olmak kolay, sensizlik zor... güneşi görmemek kolay, sana bakmamak zor, hayal etmek kolay düşlemek zor. kara bahtlım, bütün duvarar hasretinle inlerken bana dedikleri tek birşey var sabır... Ömrüm boyunca kadere, kaderime, kaderimize hiç bir zaman sitem etmedim, sadece seni bana sevdirdiği için şükrettim CEYLANIM...Ben küçükken aşkın masallarda olduğuna inanırdım. ama gördüm ki biz olduğumuz müddetçe masallar yalan değil, hep gerçek. bu gerçekte eğer biz olmasaydık o zaman ben derdimden ölürdüm. Şimdi sadece ve sadece mutluyum sen de bir ömür boyu mutlu ol ceylanım...

16 Ağustos 2008 Cumartesi

TATLI HAYAT DİYALOGLARI#1

-"iyi bak Yorgo efendi bu denizin her metrekaresinde atalarının kulaç izleri var".(ihsan ve yorgonun ege denizinde kayıkla dolaşırken geçen muhabbet)...
-menekşe:ihsan bey,kuzenim için 3000 dolar lazım, siz verir misiniz?
ihsan:o parayı ancak bir hıyar verir...
menekşe:yani veriyosunuz!...
-(komşu irfan mandrake kostümü giyip ,charlie chaplin kıyafeti giymiş olan ihsan'ın kapısını çalar.ihsan kapıyı açar karşısında irfan vardır,pek bir samimiyetsizce derki ihsan:
ihsan:a sevinç bak kim gelmiş ! mandrake ,yap bakalım bize bir numara
irfan:tabi efendim hemen yapıyorum,hokus bokuss !!
ihsan :hadi evde yokuz ... (kapıyı üzerine kapatır)
-ihsan:taştaşıroğlu inşaat temizlik işlerini vermeyi tekli etti sen geri mi çevirdin?
sevinç:evet ihsan.
ihsan:neden?
sevinç:çünkü
ihsan:neden sevinç?
sevinç:çünkü
ihsan:ben sana neden diyorum, bırak çünküyü, neden?
sevinç:eee çünkü
ihsan:sevinç, deminden beri "neden" diye soruyorum bozuk plak gibi "çünkü" diyorsun, neden?sevinç:çünkü bence
ihsan:ne bencesi sevinç!neden?
sevinç:e bırak da söyleyeyim ihsan!
ihsan:tamam bıraktım söyle, bir tane mantıklı sebep söyle
sevinç:eee düşündüm de
ihsan:bu mu mantıklı sebep?bu mu?inanamıyorum yaa!ben hayatımda böyle aptal saptal sebep duymadım.hey güzel allahım yaratıyorsun bir de takip et!
-sevinç: ihsan,benimle evlenmeseydin n'olurdu?
ihsan: ölürdüm.
sevinç: demek beni o kadar çok seviyorsun?
ihsan: hayır sevinç'im,bütün paramı yüzüğe vermiştim.
-ihsan:alo, ben ihsan.
yorgo: (duyulmaz)
ihsan:hangi ihsan mı?sizi 9 eylülde denize döken ihsan..

15 Ağustos 2008 Cuma

HAYDİ ASLAN YAZ BİR DESTAN...



Derler ki Şampiyonlar Ligi logosunda bulunan 8 yıldızdan biri Galatasaray'ı temsil eder. Bunun nedeni açıklamak için şimdi sizleri 1993-1994 sezonuna götürmek istiyorum...
Bahsini etmiş olduğum sezon Şampiyon Kulüpler Kupası'nın formatının ve isminin değişerek Şampiyonlar Ligi'ne resmen dönüştüğü sezondur. Ön eleme turunda ilk önce Cork City geçildikten sonra sıra o meşhur Manchester United eşleşmesine gelmiştir. O sezon Manchester United tüm harcamalarını bu kupayı kazanabilmek üzerine yapmıştır ve otoriteler tarafından da ilk Şampiyonlar Ligi'nin en önemli favorisi olarak işaret edilmektedir. Tüm bunlardan cesaret bulan İngiliz ekibiyse ülkemizin kendi dillerindeki karşılığına esprili bir dille atıfta bulunarak "Hindi kızarmaya geliyor" üst başlıklı yazılarını gazetelerine taşıyorlardı. Sonrası malum... Galatasaray rakibini daha eleme turunda saf dışı bırakmayı başardı ve sırf bu maçta yaşanan sonuç yüzünden UEFA büyük takımları kollamak amacıyla seribaşı uygulamasını hayata geçirdi. Bu eşleşmenin ardından düzenlenen ilk Şampiyonlar Ligi'ne katılacak 8 takım belli olmuştu ve bunlardan biri de Galatasaray'dı. O zamanki formata göre grup müsabakalarına 8 takım katılabiliyor ve bunlar da 4'erli 2 gruba dağılıyorlardı. İşte başlangıçta sözünü ettiğim Şampiyonlar Ligi logosundaki 8 yıldız kupaya katılan ilk 8 takımı temsil eder ve bunlardan biri de tahmin etmekte güçlük çekmeyeceğiniz üzere Galatasaray.Yıllar çabuk geçiyor tabii... Şampiyonlar Ligi başladı başlayalı 10 kez katıldık bu turnuvaya... Bizi takip eden bir başka Türk takımı ise ancak 5 kere katılma başarısı elde etti. Bugüne kadar geçen süre zarfında isimlerini artık hafızamıza kazıdığımız çok sayıda Avrupa devine Galatasaray ismini hece hece öğrettik. Sonra araya biraz tatsızlıklar girdi... Başarılara o denli alışmıştık ki birkaç senelik hüsranlara darılır olduk. Avrupa'daki onca takım arasında bir Avrupa kupası kaldırabilecek her sene sadece 2 takım bulunduğu gerçeğini görmezden geldik. En son 2 yıl önce Olimpiyat Stadyumu'nda Liverpool maçında el salladık Şampiyonlar Ligi'ne... O gün ben de oradaydım... Maç bittiğinde zafer bizimdi ama biz alışık değildik tek maçlık zaferlere, kırgınlığımız biraz da bunaydı. O akşam herkesin ağzında aynı söz vardı stadyum terk edilirken; "Döneceğiz... Yeniden adımızı hatırlatmak için döneceğiz..."Evet, 2 yılı bıraktık geride. Yeni zaferlerin arifesindeyiz şimdi. Avrupa'ya Galatasaray adını okutmadan önce geçmemiz gereken tek bir engel var. Biz kendi kendimize vermiştik sözü... Döneceğiz, ama son bir gayret olsun bunun adı. Daha yolun başında verilmesi gereken son bir gayret. Sana söz bundan sonrası çorap söküğü gibi gelecek zaten...
Dayan be Galatasaray!
Haydi be birader...

BU YAZI ALINTIDIR...AYRINTILI BİLGİ

11 Ağustos 2008 Pazartesi

YAŞAMAK İÇİN GÜZEL BİR SEBEP#1

Herkesin hayranı olduğu bir araba vardır benim için bugüne kadar BMW X5 vardı ama bu çocukluktan gelen bir ütopyaydı ama EURO 2008'i yabancı kanalda izlerken reklam arasında bir arabanın tanıtımını yaptılar,hemen arkasından maçı yayınladılar ama ben hala reklamdaydım...Arabanın adı HYUNDAİ'nin yeni şehir sporcusu i 30...bence kelimelerin kıyafetsiz kaldığı şu anda resimler devreye girsin...Tabi beğenmeyenler olabilir ama atalarımızın dediği gibi "EŞŞEK HOŞAFTAN NE ANLAR"...















7 Ağustos 2008 Perşembe

ÇAPKIN GENÇÇ

Canansız tende fırtınalar kopar
Belki en güzel kızı turan kapar
Nerde güzel var oraya sapar
Boş durmaz hemen cilve yapar

Her güzelim diyene bakma
Yüreğini ateşe atma
Sakın suratını asma
Kızların çoğu çakma

Turan ister gerçek aşkı
Sarışın ,esmer pek yok farkı
Bu ortama uyar güzel bir şarkı
En güzel kızlar turanın hakkı

By ÖMER ÇAĞRI

6 Ağustos 2008 Çarşamba

08.08.08 BEŞİKTAŞ'ın FORMA TANITIM SKANDALI ve DİĞER SKANDALLARI...


Beşiktaş yönetimi üst üste yaptığı hamlelerle kendisini hem kendi içinde hemde rakiplerine güldürüyor...İşte Bjk Yönetiminin akıla takılan YILDIRIM DEMİRÖREN SKANDALLARI...
*1)Beşiktaş taraftarının istemediği özellikle ŞAİBELİ SİNAN olarak bilinen birini 2.kez futbol klubünün menajerliğine getirildi...
*2)Beşiktaş taraftarı Avrupa'da başarı isterken,yönetimin yanlış transfer politikası sonucunda Anfield Road'da Liverpool karşısında 8-0 gibi bir hezimet yaşattılar ve bunun sonucunda Beşiktaş,gruplardan çıkamadı.
*3)Gordon Schiefeld'i başka takıma yollamadan SERİC-ZAPOTOCNY-SİVOK üçlüsüne 25 trilyon verdi ama Seric'in sözleşmesini Federasyon resmen feshetti ve 2 trilyon buhar oldu.Ya da Sinan Engin indire gandi yaptı çakal...
*4)Haluk Ulusoy'a Galatasaray'lı yaftasını yapıştıran Bjk yönetimi ve taraftarları gerçekleri göremedi.Gerçekte Yıldırım Demirören,Haluk Ulusoy'un damadıydı.Ulusoy'dan sonra gelen Hasan Doğan'a da Fenerbahçe lehine kararlar veriyor diye yerleri gökleri yıkan Bjk yönetimi daha sonra Hasan Doğan'ın vefatından sonra tarihi "İnönü Stadı"nın ismini değiştirerek yerine HASAN DOĞAN STADYUMU ismini vermeyi planladı...
*5)Galatasaray,Trabzonspor ve Fenerbahçe'nin forma tanıtımı yapmasına rağmen Beşiktaş tanıtım yapmamıştı ve büyük tepkiler çekti.Hemen kollarını sıvadı tören düzenlemeye çalıştılar ama bu seferde işi ellerine yüzlerine bulaştırdılar.Töreni öyle bir güne aldılar ki görenlerin aklına kötü bir olayı getirdi 08.08.08 ile ANFİELD FACİASI'nı görkemli bir şekilde kutlayacaklar...
http://www.turancanan.blogcu.com/ bu adrestende takip edebilirsiniz...

5 Ağustos 2008 Salı

RONALDO and ZİDANE

Günümüzde bir çok futbol otoritesi tarafından,mevkilerinde dünyanın en iyisi olarak kabul edilen bu iki süper yıldızın hiç bilinmeyen bazı özelliklerinden bahsedeceğim.

1) RONALDO ile ZİDANE'nın çok yakın bir dost olduklarını,hatta zidane'nın oğlunun sıkı bir ronaldo hayranı olduğunu,zidane'nın ronaldoya atfen oğlumla maç yaparken oğlum zidane olurken bende ronaldo oluyorum dediğini biliyor musunuz?

2)Her ikisininde 3 kez fıfa tarafından dünyanın en iyi futbolcusu seçildikleriini ve bu alanda tek oldukalrını biliyor musunuz?

3)Ronaldo takımı ve Zidane takımı olarak maç yaptıklarını ve gelirin hayır kuruluşlarına bağışlandığını biliyor musunuz?

4)Ronaldo'nun kendisiyle özdeşleşmiş olan meşhur bisiklet hareketini Zidane öğrettiğini biliyor msunuz?(Bisiklet hareketi:Dünyada Ronaldo ile özdeşleşmiş olan topun üstünden hareket halindeyken iki ayağınıda geçirmesi,Ronaldo'nun Inter'deyken sıkça yaptığı hareket)

5)Ronaldo'nun henüz 20 yaşındayken Barcelona formasıyla fifa tarafından dünyanın en iyi oyuncusu ödülüne layık görüldüğünü(bu ödülü en genç kazanan futbolcu hala ronaldo'dur ,1996 yılında) biliyor musunuz?

6)Fransa' nın 98 dünya kupasında Brezilya ile final maçı oynarken Brezilyanın en iyi oyuncusu olan ve Brezilyayı finale çıkaran ronaldo'nun maça çıkmadan önce sara hastalığınının nüks etmesi sonucu top oynayamadığını ve Brezilyanın 3-0 yenilerek kupayı kaybettiğini sırf bu yüzden ronaldo'nun dünya tarihine geçecek 3 kez üstüste fifa tarafından yılın oyuncusu olma şansını yitirdiğini(Interdeyken o yıl dünya üzerinde oynanmamış bir futbol oynamıştır) ve bu ödülü final maçında 2 kafa golü atan zidane'nın aldığını biliyor musunuz? (ayrıca 98'de bu ödülü zidane'nın değil ronaldo'nun hakettiğini bir çok eleştirmen kabul etmiştir)

7)Zidane'nın 2004'de UEFA'nın yaptığı Golden Jubilee oylamasında Geçmiş 50 Yılın En İyi Futbolcusu seçildiğini biliyor musunuz?

8)Inter başkanı Morattinin, o yıllarda Barcelonada futboluyla dünyada çığır açan Ronaldo yu almak için gerekirse tüm servetimi harcarım dediğini ve o zamanların en yüksek ücretiyle Intere transfer ettiğini ve o yıl ınterin uefa kupasını kazandığını biliyor musunuz?

9) Ronaldo'nun tıp litaretürlerine geçen meşhur sakatlığının ardından inter-lazio italya kupası maçında sahalara geri dönerken,o sırada rakipleri lazio taraftarlarının,elleri patlayıncaya kadar ronaldo'nun sahalara geri dönüşünü alkışladığını,ronaldo nun oyuna girer girmez meşhur bisiklet hareketiyle rakiplerini geçerken tekrar sakatlandığını ve tüm italyan taraftarlarının göz yaşlarına boğulduğunu(juventuslu ,milanlsı ,laziolusu) biliyor musunuz? (bu futbol tarihinde birdaha asla olacak birşey değildir),düşünün en büyük rakibinizin en iyi oyuncusunu sakatlıktan çıktı diye ayakta alkışlıyorsunuz,bu belkide ronaldo'nun niçin dünyanın en iyi golcüsü olduğunun en büyük kanıtıdır.......bu sakatlıktan sonra ronaldo sahalardan yaklaşık 2 yıl uzak kalmıştır.2002 de futbola geri dönmüş ve 8 golle dünya kupasında gol kralı olmuş ve aynı yıl fifa tarafından dünyanın en iyi oyuncusu seçilmişitir, (3. kez)

10)Zidane'nın 2002 şampiyonlar ligi finalinde leverkusene karşı attığı 2. golün uefa'nın sitesinde jeneriklere geçtiğini biliyor musnuz?

11)Zidane'nın dünyanın en zeki futbolcularından biri olarak kabul edildiğini biliyor musunuz?

12)Dünyaca ünlü teknik adam Fabio capello'nun bir röpartajında dünyanın gelmiş geçmiş en iyi golcüsünün ronaldo olduğunu söylediğini biliyor musunuz?

13)Ronaldo'nun el fenomeno lakabıyla anıldığını biliyor musunuz, bu ad dünyada sadece ona verilmiştir

14)Zidane'nın tüm zamanların en pahalı transfer olduğunu biliyor musunuz?(juventus tan 73.5 milyon avro ile real madride tarnsfer olmuştur)


By ÖMER ÇAĞRI

3 Ağustos 2008 Pazar

SIRADAN BİR FUTBOL TAKIMININ ÇAKRALARI

ÖMER ÇAĞRI:Sistemin ana merkezi,sistemi okuyan takımı yöneten ve takıma maç kazandırabilecek yeteneğe ve zekaya sahip tek kişi, ancak turandan sonra takımdaki en disiplinsiz oyuncu,ana özelliği, tüm sahayı okuyabilmesi ve rakibi çözecek tek adam olması.
SİNAN GÜNDÜZ:Sistemdeki en değerli 2. oyuncudan biri,yetenekli ve hırslı bu yüzden takımın vazgeçilmezlerinden biri.ana özelliği,sistemin 3 ana dişlisinden 2. oluşturması
ERDOĞAN BULUT:Sistemin yükselle beraber istikrarlı 2 oyuncusundan birincisi,sınırlı yetenekleri olmasına rağmen takımın 3 ana dişlisinden sonuncusu,bu özelliği pas alışverişlerinde ömere yardımcı olan ana oyuncu olması sayesinde alıyor ana özelliği,yukarıdada söylediğim gibi pas alışverişlerin odağı olması
YÜKSEL ÇİÇEK: Sistemin işçi kısmını teşkil eden ana oyuncu, yıldız vasfından çok uzak olmasına rağmen sistemin denge çakrası ana özelliği,tam bir görev adamı ve sistemin en disiplinli oyuncusu
AKİF:Sistemin dengeleyici oyuncularından biri,takıma katkısı olan bir oyuncu ana özelliği, işçi ile yıldız oyuncu arasında köprü görevi gören oyuncu olması
KEMALETTİN:Sistemin en ii şut çeken 2. oyuncusu,yetenekli ama yeterli hırsa ve azme sahip olmayan 2 oyuncudan biri ana özelliği,ana bir özelliğinin olmaması...(işçi sınıfına ait)
TURAN CANAN:Sistemin en disiplinsiz oyuncusu,takımın röveşatacısı gol yolarında etkisiz ama hırslı olması onun ana özelliği
HALİL ŞENER:Sistemdeki en etkisiz isim ana özelliği,en zayıf halkayı temsil ediyor olması,futboldan anlayanların takımda görmek istemediği tek oyuncu
AHMET YALÇIN:Olağan sistemde mevcut olmamasına ve henüz 13 yaşında olmasına rağmen sistemin en yetenekli oyuncu olma özelliğini ömerden alacak tek oyuncu ana özelliği, genç yetenek olması ,bu yaşına rağmen sisteme dahil olsa bile halilden daha fazla fayda sağlayacak oyuncu üstelik zeki...
ÖNDER CANAN:Sistemin 2. genç yeteneği tam bir görev adamı ana özelliği,nereye koyarsanız orada başarılı bir şekilde oynuyor olması.


Dipnot:Yukarıda anlatılan kişilerle yazarın hiç bir kişisel problemi yoktur.Anlatılanlar yılların gözlemi sonucu oluşmuş salt gerçeklerdir ayrıca anlatılan kişilerin özellikleri abartılmamıştır. son olarak bazı küçük eksikler olsada kesinlikle fazlalık yoktur

by ÖMER ÇAĞRI

AZ ÖNCEKİ KINAMA MESAJINA TEKZİP...

Az önce yayınladığım kınama mesajının haksız yere ve yanlış anlaşılmadan dolayı yapılmıştır...Zaten ben ona hiç kızarmıyım ya dünya bir yana o bir yana olmasada kendisini çok sevdiğim bir arkadaşımdır :)
AFFET NOLURR BAK Bİ DAHA İSTEMEDİĞİN ŞEYLERİ YAPMAYACAM SÖZZZZZ...

KINAMA MESAJI

Seni esefle kınıyorum bak dikkatinizi cerb ederim,ben kimseyi kınamadım bu zamana kadar...İsmini zikretmenin faydası olmayacağını söyler zaten kınanan kişi de kendini biliyor der ve huzurlarınızdan naçizane bedenimle ayrılırken New York'daki emmoğlu Bora'ya selamlarımı gönderirim...

Sevdiğim Türküler-volume1

Ela gözlüm ben bu elden gidersem
Zülfü perişanım kal melül melül
Kerem et, aklından çıkarma beni
Ağla göz yaşını, sil melül melül

Elvan çiçekleri takma başına
Kudret kalemini çekme kaşına
Beni ağlatırsan doyma yaşına
Ağla göz yasini, sil melül melül

Yeter ey sevdiğim sen seni düzet
Karaları bağla, beyazı çöz at
O nazik ellerin bir daha uzat
Ayrılık şerbetin ver melül melül

Karac'oğlan der ki ölüp ölünce
Bende güzel sevdim kendi halimce
Varıp gurbet ele vasıl olunca
Dostlardan haberim al melül melül

"Ömer Çağrı'nın blog sahibi olmamasına atfen..."


-"Yeryüzüne öyle insanlar gelecek ki,bunların blogları bile olmayacak..."
-"Aborjinlerin blog dünyasına girdiği şu yüzyılda acaba blog sahibi olmayan varmıdır..."
-"21.yüz yılda acaba blog sahibi olmayan kaç insan var?"
-"Blog sahibi olmayan Türkler,AB'ye girdiğimizde Edirne sınırında bırakılacakmış..."
-AB BASINI:"Blogları olmayan kişilerde her alanda iktidarsızlık görülüyor..." :)

YETMEZ Mİ ÖMER,YETMEZ Mİ REİS,YETMEZ Mİ ULAN BIRRRRRRR :)

2 Ağustos 2008 Cumartesi

YOĞUN ISRARLAR ÜZERİNE BİR ŞİİR DAHA

Turan dedik dostluğumuzu verdik
Yüzümüzü senden çevirmedik
Ayaktayız hep dimdik
Seni bir kardeş bildik

Asla gelmeyiz sakata
Sen bak hele şu sıfata
Ne kadar kızsakta ,darılsakta
İyi çocuktur kerata

Herkesin derdiyle ilgili
Çokta sevimli
Mecnun misali olmuş sevgili
Ona bakmayan kız ne kadarda deli

Sen oynamadın counter bizimle
Okulun oraya gelde biraz terle
Hiç olmazsa takımları dengele
Seni çok seviyoruz bu böyle biline



By ÖMER ÇAĞRI

1 Ağustos 2008 Cuma

KARA ŞÖVALYE GERİ DÖNÜYOR...

Uzun zamandır sinema yazısı yazmak istiyordum ama bunun için iyi bir film bekliyordum ki çok şükür Batman,Batman Returns ve The Dark Knight ile sinema salonlarında bütün dünyayı sarsacak bir fırtına başladı...

Bu film bir çizgi roman uyarlamasının çok ötesinde.. Bu film bambaşka bir şey... Yazılacak o kadar çok, o kadar ayrıntılı şeyler var ki bu film hakkında.. Hepsi yazılsa yine de kalır eksik bir şeyler.. O yüzden kısa keseceğim, bu film hakkında yapılacak her türlü ukalalık, her türlü analiz, her türlü yorum eksik kalmaya mahkumdur...Sinemanın ötesinde bir şey bu...Abartmıyorum...
160 dakika boyunca insan beynine bombardıman yapan, aksiyonu bir dakika olsun kesmediği gibi en psikopat felsefe konularında durmadan ahkam kesen, beyni yoran bir film...Bir filmin çok ötesinde...Apayrı bir yerde duracak daima...Uzatmayacağım...Heath Ledger'ın efsanevi performansı için fragmanlardan sonra Jack Nicholson'ın Joker'ini toprağa gömmüştür demiştim Önder'e...
Bunun da ötesinde Ledger...Tim Burton'ın Batman ve Batman Returns'ü yılda en az 2 defa izlediğim filmlerdendir...Ama The Dark Knight'ı izlediğimden itibaren yeni bir karar aldım...Bir daha Batman'i izlemeyeceğim...Saygısızlık etmek istemiyorum bu performansa.. Joker'i bundan böyle bu şekilde hatırlamak istiyorum...Sinema tarihine geçti bu performans...Bir aktör abartmadan oynayarak bu kadar abartabilirdi...Kültlüğe erişti Heath Ledger...50 yıl sonra bile hatırlanacağına eminim...Christopher Nolan'ın ağabeyiyle birlikte yazdığı senaryo tek kelimeyle eksiksiz, tek kelimeyle muhteşem...Nasıl beyin kıvrımlarına sahipler bu adamlar, Christopher Nolan en sevmediğim çizgi roman karakteri olan Batman'i alıp beni nasıl Batman hastası haline getirebilir.. Bruce Wayne'e ve Batman'e nasıl ayrı ayrı saygı duymamı sağlayabilir.. Büyük sinemacı olmak böyle bir şey olmalı...Gidin izleyin...Sinemada izleyin ve en az 2 defa izleyin...Joker'e ve söylediklerine, Harvey Dent ve söylediklerine, Batman'e ve söylediklerine ayrı ayrı dikkat edin...Son 10 yılda bu kadar güzel bir film geldi mi sinemalara emin değilim..

İNÖNÜ'DE ENAYİ YERİNE KONMAK...


Önce stad 19 Mayıs'ta yıkılmaya başlanacak denildi. 19 Mayıs oldu herhangi bir yıkım ya da yapım yok. İzin bekleniyor dendi, izinden haber yok. Sezona İnönü'de başlanacak galiba, yıkım olunca da Olimpiyat'a geçilecek denildi. Arkasından kombineler satışa çıktı. Geçtiğimiz sezona göre kombinelerin fiyatları ortalama yüzde 33 arttı. Örneğin geçtiğimiz yıl 300 YTL olan Yeni Açık bu yıl 400 YTL. Peki bu artışın sebebi neydi? Takım şampiyon mu oldu, mükemmel mi futbol oynadı, şampiyonlar liginde mi mücadele edecek? Hepsine birden hayır. Sadece Olimpiyat'a geçince herkesin açık tribünden ikinci bir kombine hakkı olacaktı. Açıklama yapıldı sezonu İnönü'de oynayacağız. Kombinelerin fiyatları aynı. İkinci kombine tabii ki yok. Bunun adı "insanı keriz yerine koymaktır". Zaten 4 yıldır keriz yerine koyuluyordu BEŞİKTAŞ'lılar, bu da sosu oldu...

27 Temmuz 2008 Pazar

HALİL ŞENER YAZISINDA YAPILAN YORUMLARA TEKZİP...

Taraflı-tarafsız herkes tarafından yaptığı yorumlarca saygı gören Halil Şener'le yaptığım röportaj ile yapılan yorumlarda isimlerini söyleyip reklamlarını yapmak istemediğim kişiler,Sayın Şener hakkında "GÜNCEL KİŞİ DEĞİL"-"DAHA İYİLERİYLEDE YAPABİLİRDİN"ve daha nice seviyesiz yorumu,sırf çamur atmak adına ipe sapa gelmez iddialarda bulunan bir dediği bir dediğini tutmayan kişilerin artık susması gerektiği ortadadır.Herkesi bu yazıya riyakat etmesini rica ediyoruz.Ben böyle bir saygısızlığa asla izin vermeyeğim...

26 Temmuz 2008 Cumartesi

İşte Türk Bloglarında İlk Kez...

Halil Şener
turan:halil nasılsınn ve şu anda neredesin?
halil:marstayım :) iyiyim canım kardeşim,sen nasılsın?...
turan:halil artık her hafta süpriz konuklarımız olacak bu haftaki konuğumuz sensin.
İlk önce bizi kırmadığın için teşekkür ederim...
halil:ilk önce ben teşekkür ederim bana severek takip ettiğim sitede yer verdiğin için...
turan:istersen sohbete başlayalım...ilk önce guiza sence nasıl bir transfer?
halil:gol kralı olurum demiş ama fasa fiso...o kadar parayı hakan şüküre verseler daha çok iş yapardı...
turan:sence semihle uyum sağlarmı?
halil:uyumu bilmemde mehmet gitmese iyi olurdu ve guizada gelmese...
turan:peki türkiye liginde 25 gol atarım diye yorum yaptı,sence ne yapar?
halil:olabilir ama 20 kesin :)
turan:yapamaz mı diyorsun?
halil:nereden çıkardın turancım bunu
turan:guiza derken bile alaycı gülücükler saçıyorsun :)
peki sence sezona damgasını kim vurur?tarafsız olarak söylemek gerekirse?
halil:emre belözoğlu :)
turan:anladım ben emrede boşuna geldi diyorsun...peki feneri bırakıp beşiktaş'a geçelim...
halil:tabiki de...
turan:beşiktaş;sivok,zapatocny ve seric üçlüsünü aldı ve yaklaşık 25 milyon ytl verdiler sence değer mi bu para?
halil:tabi ki değmez...Eldekilerle yetinmek lazım nokta tranfer al 25 gaymeye taraftarı da memnun et dimi?hem gecen sezon kötüü denilen bjk fb ile aynı puan ?
turan:peki meirayı beşiktaş istese alamazmıydı?
halil: :) :) ya turan gece gece öldürdün beni ya beşiktaş kim meira kim?uefaya bile şaibe ile gidiyorlar sivasın hakkını yediler,haksızmıyım turancım?
turan:orası öyle ama bir kural da var,sivas 3 lü averajdan gitti...
halil:turan kardeşim seni kutluyorum böyle tarafsız bir yazar hayatımda görmedim...
turan: sağol kardeşim ya görevim bu benim...Peki galatasaray nasıldı transfer sezonunda,bazı çevreler tarafından tutuk yorum yapıldı?
halil:turancım senin sevdiğim güzel bir sözün var"En iyi transfer,kadronu korumaktır"ki bunu Galatasaray fazlasıyla yaptı...hatta Ferdi ve Yaser gibi genç yetenekleri kadrosuna kattı.Biri Ajax'ın paf takımından çıkma diğeri ise Türkcell süper ligin en genç oyuncusu ünvanına sahip tam bir golcü ve Arsenalin Pires'ine hem fiziken hemde oyun olarak çok benziyor...Galatasaray ,hem genç yetenekleri aldı hemde dünyaca ünlü Harry Kewell ve Fernando Meira gibi isimleri kadrosuna katmayı başardı...
turan:peki sinan,yüksel ve erdoğanın bloglarınıda takip ediyormusun ki muhakkak ediyorsundur.Onlara buradan seslenmek istermisin?
halil:turancım herkese söylerim.Sen blog işine en sonradan başlasanda hem Erdoğan'a hemde Sinan'a fark attın.Erdoğan yazınca güzel yazıyor ama bazende can sıkıntısından boğuyor...sinan ise kopyala-yapıştır'ı erdoğan'dan öğrenmiş.Sıkıcı yazılar ve boğucu konular.Yüksel desen Cuma Hutbesinden farklı değil yazıları.Ben hutbe dinlemek istesem ki her cuma camide hoca efendi okuyor...
turan:Arkadaşların bunları duymasın Halil,yoksa seni tefe koyarlar...
halil:Turancım bana Sinan'da teklif etti böyle birşeyi ama mantalitemiz uyuşmuyor sitesiyle...
turan:senin değerli saatini çaldık...
halil:canın sağolsun Turan esasında benim saatim kıymetlidir ama senden kıymetli değil...

25 Temmuz 2008 Cuma


Değerli kardeşim,Bilecikteki yol arkadaşım MUSTAFA TURAN'ın bugün doğum gününü bensiz kutluyor :) Daha nice senelere di mi Mustafa :D

24 Temmuz 2008 Perşembe

KOD ADI #R9#

ÖMER ÇAĞRI
Herkesin hayran olduğu oyuncular vardır mesela benim futbol stilini sevdiğim isim bir kaç tanedir,ama hiç biriyle kendimi özleştirmemişimdir.Yada bunu becerememişimdir...Ama az sonra anlatacağım arkadaşım bunu fazlasıyla yapmıştır.Örnek mi istiyorsunuz;İlk okulda matematik sınavına giren Ömer Çağrı,sınav kağıdına kendi ismini yazacağı yerde Adı kısmına Luís Nazário de Lima soyadına da Ronaldo yazıyor...Yani bu kadar Ronaldo hayranı.Ona göre dünyanın en iyi oyuncusu o dur.Haksızda sayılmaz Fifa'nın 2 sene üst üste en iyi oyuncusu ödülüne layık olan dünyanın 2005 senesine kadar tek oyuncusuydu.Bence hala tek sayılması da gerekiyor,ödülü paylaştığı isim frikik kralı diye tabir edilen ama hayatında attığı frikiklerin sayısı iki elin parmaklarını geçmeyen,hatta Dünyanın en iyi frikikçilerinin yarışmasında 6 topuda baraja takarak Teksas halkından:"yuh lan dişlek"övgüsüne mazhar olmuş bir cambazla paylaşıyor.Futbolcu demedim çünkü topla egoistçe oynayan birine futbolcu denmez...
Gerek halı saha maçlarımızda gerekse diğer oynadığımız maçlarda sahada aynı R9 misali fırtına gibi esiyor çalım çalım üzerine,çalım rakip üzerine atıp rakiplerinin faullerine maruz kalıyor.Birçok kişi maçlarda Ömeri yanında görmek ister çünkü sahanın tek JOKER'i o.Yanında forvet olarak görev yapan biri olarak şunu söyleyebilirim ki 3 kişiyi üzerine çekip size alda at pasları atmaması içten bile değil...Sadece futbol yaşamı ile değil arkadaşları arasında"REİS"lakabına mazhar olmuştur.Düzgün kişiliği ve hırslı yapısıyla öğrenimine de iki üniversiteyle devam ediyor.Ömer'hep böyle kalmasını ve asla düzgün,güvenilir,sözünün eri ve namuslu yapısını bozmamasını temenni ediyorum.Bu yazıyı yazarken aklıma güzel bir söz geldi...
"Seni buraya getiren yeteneğin, burada kalıcı olmanı sağlayansa karakterindir."

18 Temmuz 2008 Cuma

KİME YILDIZ TRANSFER DENİR?


Gazetelerde ve Tv'de sürekli Galatasaray ve Fenerbahçe'nin yıldız futbolcularla isimlerini anıyorlar ama kimse bilmiyor"ACABA YILDIZ TRANSFER KİMDİR?"hatta gazeteler o kadar abarttı ki RONALDİNHO FENER'DE,SHEVA GALATASARAY'DA diye manşetlerle tirajlarını artırmaya çalışıyorlar ama futboldan anlayanlar için söyleyeyim "MARADONA'dan SONRA YILDIZ OYUNCU"tanımı bozuldu...Şimdi yazımızın başında söylediğimiz o zaman kim bu yıldız transfer sorusuna dönelim Galatasaray'da HAGİ'dir,Fenerbahçe'de BALİÇ'dir,BEŞİKTAŞ'da AMOKACHİ'dir...Bu neye göremi söylenir eğer bir oyuncu gelir,klübünde hem lider ruhuyla hemde performansıyla takımını götürürse ileri noktalara bu oyuncu kendini Yıldız oyuncu statüsüne kendiliğinden yerleştirir.Geçen sene Fenerbahçe,Galatasaray,Beşiktaş'ın yıldız avında sivrilen sadece kısa süreli TOBİAS JAN HAKAN LİNDEROTH,SHABANİ NONDA ve RODRİGO TELLO'dur.Fenerbahçe o kadar transfer yapmasına rağmen hiçbir transferinden tam anlamıyla faydalanamadı.Bu arada Servet Çetin'i,Emre Güngör'ü,Hakan Kadir Balta'yı,Barış Özbek'i,İbrahim Kaş'ı,Serdar Özkan'ı unuttuğumu sanmayın ama eğer onları büyük harflerle yazsam Galatasaraylı olduğumdan Gs'li futbolcuları fazla yazığımı iddia edenler olur.Ama bu ismini zikrettiğim oyuncular bir takımı şampiyon yaptı diğerinde ise Avrupa'da başarılı maçlar sergilemesini sağladı...
Bu sene Fenerbahçe Daniel Guiza'yı yaklaşık 50 milyon ytl'ye aldı,işin espri diye algılamayın bu oyuncu FB'ye 18 taksitle geldi.Galatasaray ise Harry Kewell'ı renklerine kattı,bu oyuncu ise GS'ye BEDAVA yani avrupadaki ismiyle FREE TRANSFER olarak geldi,Beşiktaş ise 25 trilyona Sivok,Zapotocny ve Seric 3'lüsünü aldılar...Şimdi soruyorum yada kendi kendinize sorun bu saydıklarımın arasında kim YILDIZ,düşünün biraz hepside milyon dolarlık oyuncu kimse bunu garanti veremez.Bence bu sene Fenerbahçe'de kimse patlama yapamaz,Galatasaray'da gençlerde İrfan ve Yaser'den yabancılarda şu anda kimseden umudum yok Kewell'a ise Belki diyorum,Beşiktaş'da ise gençlerde sadece umut var Aydın Karabulut ve dershaneden yakından tanıdığım arkadaşım Mehmet Sedef iş yapar diyorum...
Bu arada Trabzonspor 23 transfer yaptı ama hepsi de birbirinden boş isimler sadece defansda Song,ileri uçta ise Gökhan Ünal iş yapar...

7 Temmuz 2008 Pazartesi

TURAN CANAN'A SEVGİ VE SAYGILARIMLA......

Sivas'ta doğdu efsane
Herkes etrafında pervane
Karabekirde oturan
Onun adı Turan

Delikanlı'nın kralı
Çünkü Galatasaray'lı
Karizması yeter
Kızlar ona biter

Turan'da dost çok
Onun bi eşi yok
Bilecikte okur
Röveşatası meşhur

by ÖMER ÇAĞRI

6 Temmuz 2008 Pazar

TAZİYE


TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU BAŞKANIMIZ SAYIN HASAN DOĞAN 'IN VEFATINI TEESSÜRLE ÖĞRENMİŞ BULUNMAKTAYIZ. KENDİSİNE ALLAH'TAN RAHMET ,YAKINLARINA BAŞSAĞLIĞI ,DOST VE AKRABALARINA SABIRLAR DİLERİZ.

HEPİMİZİN BAŞI SAĞOLSUN...


CANAN AİLESİ ADINA TURAN CANAN

4 Temmuz 2008 Cuma

YENİLENME


Sitemde uzun zamandır yeni bir stil getirmeye çalışıyordum ki hala çalışıyorum bu konuda müzik koyma konusunda da uzun süredir araştırma yapıyordum.Minik Duaların yeni cdsini dinlerken bir parça çok hoşuma gitti,esasında hepsi güzel ama bu daha güzel...
Bu arada Ertuğrul Erkişi ve değerli eşi Aslıhan Erkişi'yi ilk önce canı gönülden kutluyorum çünkü yaşları 4-12 arasında değişen bir çocuk ilahi grubu kurdu ve ilk kasetiyle belkide Türkiye'de yer yerinden oynadı o yıl boyunca en çok satan kaset-cd oldu ve 370 bin gibi bir rakamla sözde megastar Tarkan'ı solladı ve MÜ-YAP'tan yılın en iyi albümü ve en çok satılan albümü ödüllerini kaptı...Bu blogda vakit buldukça bu çocukları size yakından tanıtacağım...

1 Temmuz 2008 Salı

Kaytan Bıyıklı Yarim :)










Luca Toni'nin turnuva boyunca gol yollarındaki eksikliği başına vurmuş olacak ki basına açıklama yaptı"ne zaman gol atarım,işte o zaman bıyıklarımı keserim"dedi ve karikatüristler hemen mizahi olarak Luca Toni'yi pala bıyıklı karikatürünü çizdi ve açıklamalara farklı bir açıdan yaklaştılar...Bu yazıyı hazırlarken aklıma bıyıklı golcüler geldi ve işte karşınızda KAYTAN BIYIKLI GOLCÜLE :)



26 Haziran 2008 Perşembe

SÖRF YEMEM,GOL TABİ Kİ YERİM :)



Rüştü yine yaptı yapacağını ve çeyrek finalde 119'da yaptığı büyük hata sonrasında 1-0 HIRVATİSTAN'ın öne geçmesine büyük katkı sağladı ama şükürler olsun ki SEMİH 122'de golü attı da hem TÜRKİYE hem de RÜŞTÜ namusunu kurtardı ama çekirge misali Hırvatlardan kurtulan Rüştü,Almanya karşısında yaptı yapacağını ve 3 golde de ön plana çıktı.Birinci golde çakıldı ve müdahale etmedi,İkinci golde de MEHMET TOPAL'a 10 mt'den "BIRAK"diye bağırınca acemi defans Topal'da topu bıraktı Rüştü'de Türk milletini ve Barca taraftarını şaşırtmadı ve topu ıskaladı,pozisyonun akabinde Miroslav Klose'de topu boş kaleye yolladı.Üçüncü golde ise Lahm'ın açısını kapatmaktansa çizgiye çakıldı ve daha topa vurmadan Lahm,kendini boş köşeye yolladı...Türkiye taraftarları üzülürken benim aklıma garip bir reklam geldi.Sanırım Saray Çikolatanın iddialı ürünü SÖRF için kameraların karşısına geçmişti.Reklamda "GOL YEMEM AMA SÖRF TABİ Kİ YERİM"diyordu.Şimdi soruyorum ey Türf firması Saray,ey Türk hoca Fatih Terim,neden kalecinize 50 krş verip bir tane Sörf almadınız,bu 70 milyonu üzüntülü bir moda soktunuz...Şimdi önümüzde 2010 DÜNYA KUPASI ELEMELERİ var ben diyorum ki hemen Rüştü'ye bir depo Sörf alın stok yapın.Deplasmanlara koli koli götürün...Tabi bu işin şakası ama Rüştü'nün artık Milli Takımı bırakıp,genç milli kalecilere hem tecrübesini hemde eşsiz bilgisini aktarsın...

24 Haziran 2008 Salı

servet...servet...


Akşam gazetesinin iddiasına göre: Daha önce Servet Çetin'in,Teknik Direktörü Fatih Terim’e “Öl de, öleyim” diyen ve “Bana senin ölün değil, dirin lazım” cevabını alan Servet, tecrübeli çalıştırıcıdan yine görev istedi.
Yıldız futbolcu, hocasıyla yaptığı görüşmede “Şimdiye kadar üzerime düşen görevlerden hiçbir zaman kaçmadım. Yine fedakarlık yapmaya hazırım. Ayağım kopsa da oynamak istiyorum” ifadelerini kullandı. Terim ise “Sen grup maçlarında üzerine düşeni fazlasıyla yaptın. Doktorlarımız onaylamadan seni sahaya süremem” yanıtını verdi.
maça cendereyle çıkalım.
korner ve serbest vuruşlarda pusu çalsın.
hatta şöyle marş söyleyelim
sahada yeşil ot biter
hakem düdüğü öter
Eşkıyadan da beter
uslan be servet çetin
aslan be servet çetin
kıvırcık saçlarına
ter düşmüş uçlarına
sahanın her bir yanına
yaslan be servet çetin
aslan be servet çetin
sahada su durulur
gole köprü kurulur
elli yerinden vurulur
aslan be servet çetin
aslan be servet çetin
rakip kaleyi sarar
gole yollar arar
Geçit vermez kayalar
hızlan be servet çetin
aslan be servet çetin

23 Haziran 2008 Pazartesi

SÜPER TEKLİF...


YKSL kod adlı arkadaşımın yazılarında ki ışığı görüp teklifimi sunuyorum...YÜKSEL,cuma günleri sana blogspot'un sağ köşesinde "CUMA HUTBESİ" adında bir bölümde TÜRKİYE'nin en heyecanlı CEZA SAHA'sından YÜKSEL'e teklfimi sunuyorum...YÜKSEL VARMISIN-YOKMUSUN :)

TÜRKLERLE İLGİLİ TÜM DÜNYADA DİLLERDE DOLAŞAN EURO 2008 ESPRİLERİ...

SAATLERİ KALDIRIN!
Hakemlerin kollarındaki dışında, tüm statta saatler kaldırılmalı. Antrenör, teknik heyet ve seyircilere maç süresince saat kullanma yasağı konmalı.

TÜRKLERE İLK GOL ATILMAMALI
Türklere karşı kazanmak isteyen takım kesinlikle ilk golü atmamalı.

TÜRKİYE'YE RAKİP OLAN...
Türkiye'ye rakip olan takım öne geçerse, gol sonrası Türk takımının santra yapmasına vakit kalmamalı.

ÜÇ DEĞİŞİKLİK HAKKINI...
Üç değişiklik hakkını kullanmış takımların kalecilerinin kırmızı kart görmesi halinde başka bir oyuncuyu kaleye koyması yasaklanmalı.

UEFA KURAL DEĞİŞİKLİĞİNE GİTMELİ...
UEFA kural değişikliğine giderek, bir takımın iki golü arasında en az bir dakika geçmesi gerektiğine dair yeni bir kural uygulamalı.

'A', 'N' VE 'S' CEZA SAHASINA GİRMEMELİ
Adı 'A', 'N' veya 'S' (Arda, Nihat ve Semih'i kastediyorlar) ile başlayan Türk futbolculara, maçın son dakikasında rakip ceza alana girme yasağı konmalı.

KALE DİREKLERİ ELASTİK OLMALI!
Türk takımının kalesi elastik direklerden yapılmalı.

STATLARA SEYİRCİ ALMAYIN
Statlara Türk seyirci alınmamalı.

TÜRKİYE UEFA'DAN ÇIKARILMALI!
Türkiye UEFA'dan çıkarılıp, başka bir kıtanın futbol federasyonuna dahil edilmeli.

MAÇIN SON İKİ DAKİKASINDA...
Maçın son iki dakikasında Türkiye'ye karşı oynayan takım en az 2-0 önde ise, yuvarlak değil, kare şeklindeki bir top ile oynama kuralı getirilmeli.

HEPSİ BİRER CHE GUEVARA!
Türk futbolcuların hepsi solcu. Efsane devrimci Che Guevara'nın "Gerçekci olalım, imkansızı isteyelim" prensibini ilke edinmişler.

FUTBOLDA GOL YEMEDEN...
Futbolda gol yemeden, gol atmanın mümkün olduğuna inanmıyorlar.

KALPLERİYLE OYNUYORLAR!
Ayaklarıyla değil kalpleriyle oynuyorlar.

MAÇ BOYUNCA OYNAMADIKLARI...
Maç boyunca oynamadıkları için, son dakikalarda rakiplerine göre çok daha enerjili ve dinamik oluyorlar.

AVRUPA'YA DAHİL DEĞİLSİNİZ DİYENLERE...
"Avrupa'ya dahil değilsiniz" diyen siyasetçilere Avrupa kupasını alarak cevap vermek istiyorlar.

HAYALET GİBİLER!
Hiç bir futbolcularının sabit pozisyonu yok. Hepsi heryerde oynabiliyor; hatta santrforu kaleye geçebiliyor. (Kırmızı kart gören Volkan yerine Tuncay'ın geçmesini kastediyorlar :)

22 Haziran 2008 Pazar

PARA-ŞİKE-İŞTE TAKIM İŞTE...


Adres belliydi,bilmeyenler için söyleyelim PINARBAŞI SPOR CENTER'da hafta sonunun son maçını gerçekleştirdik.Dünkü maçın intikamı için sahaya çıktılar.Maçın her anında bizim takımın üstünlüğü vardı ama her anında...Yükselin blogdaki köşesindeki gibi ben maçı an be an anlatmayacağım.Sadece bir insanın emeklerinin nasıl çalındığından bahsedeceğim.Skor 14-11 iken bir pozisyonda Tayyar ve kaleci Önder çarpıştı ve top ağlara gitti ama top çizgiyi geçtikten sonra kaleci topu çıkardı.Biz maç bitti diye sevinirken bir anda rakip ne bitmesi ya topu çıkardık gol değil diye mızıma ya da ağlamaya başladılar.Bizde büyüklük bizde kalsın diye biraz itirazdan sonra(itirazı Akif ve Turan yani ben yaptık) maça yeniden döndük ki o moral çöküntüsüyle bir anda maç 14-14 e geldi tabi bu arada İsmail ve Sinan bir pozisyonda Turan'ı sıkıştırdı,Turan arada kaldı ve kendini yerde buldu ama penaltı yine verilmedi ve aradan 1-2 dakka geçmeden Sinan'ın topu Yüksel'in ayağından eline çarptı ve rakip penaltı diye bağırmaya başladılar bizde ses çıkarmadık ve penaltı nın başında Kemallettin geçti ve haksızlığın ikinci ayağında büyük bir darbe ile emeğimiz çalındı...Şimdi okurlarımdan isteğim sağ taraftaki anketimize katılın ve sizde haksızlığa,emek çalınmasına karşı savaşımıza destek verin...

19 Haziran 2008 Perşembe

Milli Takımın olası ilk onbiri...Servet yok...

Servet Çetin,son antremanın arkasından iyice artan ağrıları sebebiyle sağlık görevlilerini çağırdı yapılan kontrollerden sonra Servet Çetin'in kadrodan çıkarılmasına karar verildi...Olası bir yarı final maçında da Servet'in oynamaması gündemde ve yarın ki karşılaşmaya milli takım bu onbirle çıkması bekleniyor

:::::::::::::::::Rüştü::::::::::::
::::::Sabri Gökhan Emre A. Hakan

:::::: Ayhan Mehmet T. ::::::

::::::Hamit :::::::::::Arda

::::::::Nihat :::Tuncay

18 Haziran 2008 Çarşamba

Şiir

Erdoğan'a şiir yaz dedim,yazdığı şeye bak :)
adınla olunmaz bestekar şair
turan diye şiir mi olur bre cahil
canan desen belki biraz kurtarır ucundan
iki dize yazsam asıl cananlar ölür acından
*****************************
yazsam bir şiir hakkında yapsam bir beste
ne kadar uzun olsa da okunur bir nefeste
uzunluğunu anlayamassın bir ömür misali
romanda olsa sanırsın peri masalı

16 Haziran 2008 Pazartesi

kARpatların maraDonAsı

Futbola Bayrampaşa'nın mahalle takımlarından Altıntepsi Sporda başladı.9 yaşında mahalle takımında ufak tefek yapısına rağmen tekniği sayesinde Fatih Terim'inde isteği üzerine 12 yaşında Galatasaray'a getirildi.Paf takımda kısa zamanda sivrilen Arda,4 sene aralıksız şekilde pafta kaldı.Hagi döneminde A takıma yükseldi.Ama bu dönemde A takımda forma giyemeyince Vestel Manisa'ya Ersun Yanal'ın takımına kiralandı ve oynadığı dönemde bir yıldız gibi parladı ve Eric Gerets ile 11'de oynamaya başladı.Milli takım formasıyla 2006 yılında Lüksemburg maçında A milli takım formasıyla tanıştı...Galatasaray ile genç yaşına rağmen ilk Avrupa maçında Mlada Boleslav'a karşı 2 gol ve 1 asist ile Uefa.com tarafından MAN OF THE MATCH seçildi.Daha sonra Bordeaux ve Liverpool karşısında da en değerli oyuncu ödülünü aldı...Maradona'nın Mükemmel oyuncu tipine uyan vücudu ve kıvraklığıyla bir an da gelecek vaadeden oyuncular listesine girdi.Arda'nın vücudu uzun,bacakları kısa bu da Arda'ya ALLAH vergisi bir ödül...Euro 2008'e gitmeden önce Newcastle United,Arda'nın patlama yapacağını tahmin edeceğinden bütük bir ihtimal 10 milyon sterlin paha biçmişlerdi ama Galatasaray 2012'ye kadar sözleşme tazeledi.İsviçre ve Çek Cumhuriyeti karşısında hem oynadığı futbol ve hemde attığı gollerle değerini 2-3 katına çıkardı.Şimdi önünde Hırvatistan maçı var eğer burada da gol atar ya da oyuna damgasını vurursa Arda herhalde 40-50 trilyona çıkarır fiyatını birde kupa gelirse Kim tutar bizim Arda'yı...Arda hem senin hemde TÜRK MİLLİ TAKIMI'nın yolu açık olsun...

13 Haziran 2008 Cuma

Aklıma Takılan Sorular #1

Geçen gün yurtta can sıkıntısından okuyacak birşeyler arıyordum ki karşıma bir gazetenin ekinde Siyasi Partiler Kanunundaki maddeler var.Can sıkıntısından iyidir dedim ve okumaya başladım derken daha 5.maddede Aklıma Takılan Sorular başladı akabinde ve tedayında 6.madde...
Ne mi bu maddeler yazıyorum 5.madde"Vatandaşlar siyasi parti kurma hakkına sahiptirler.Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlar çerçevesinde, önceden izin almaksızın serbestçe kurulurlar."ee diyeceksiniz ki ne var bu maddede,söyliyeyim.Bu maddeye dayanarak zaten milli futbolculuklarını hazmedemediğim Mehmet Aurelio Başbakan,Kazım Kazım,Mert Aurelio,Gökçek Vederson ve daha niceler diğer bakanlıklarda.Olamaz mı bal gibi de olur,maddeye bakın 5.maddede bunu engelleyecek bir engel yok...Birde 6.maddeye bakalım diyorsanız bakalım"Her Türk vatandaşı, kanunda ve parti tüzüğünde gösterilen şartlara ve usullere göre siyasi partilere üye olma ve dilediği anda üyelikten çekilme hakkına sahiptir."Dikkatinizi cerbederim,bu maddede engelleyici hiçbirşey yok yani bu kişiler seçime gayet katılabilirler.SPyani Sporcu Partisi adıyla seçimlere katılıp deplasmanlarda da oy isterler hatta seçim müzikeri bile hazır "Esmerim biçim biçim,Ölürüm esmer için.Alem bana düşmandır,esmer sevdiğim için..."Diyelim ki bu sporcular seçimi kazandılar ve kabineyi kurdular:
Başbakan---Mehmet Aurelio
Baş.Yrd ---Kazım Kazım
Dışişleri Bakanı---Mert Nobre
Kadından Sorumlu Devlet Bakanı---Elvan Abeylegesse-kendisi Ronaldinho'nun camii önünde bırakılan kız kardeşi
Maliye Bakanı---Mertol Karatay Batista
Kültür ve Turizm Bakanı---Alper Aydın Bebbe
Çevre Bakanı---Ayman Abdelaziz
ve daha nice bakan...
Ama siz sonrasını düşünün ülkede bir süre sonra Doğan Medyası başlar."Türkiye Afrika oluyor, Türkiye Berezilya oluyor!’ diye haberler çıkabilir..."Hepimizi siyaha boyayıp ‘karaşın’ yapacaklarmış"diye köşe yazıları kaleme alınabilir...‘Kazanını kaynatan yamyam’ gibi hakeratamiz ifadeler kullanılabilir... ‘Kemik kafalılar’ diye aşağılayıcı laflar sarfedilebilir... ‘Fillerinize binin Afrikanıza dönün’ denilebilir... ‘Afrikadaki baldırıçıplakla, Berezilyadaki top cambazıyla bizim oyumuz bir olamaz!’ diye laflar da söylenebilir...Gibi, türlü çeşitli haberleri yüzünden ‘şutlayalım şunları’ kanaati de oluşabilir... Haklarında kapatma davası da açılabilir... Ya da açılmayabilir, gül gibi geçinir gideriz... Ne bileyim... Neticede Türkiye laik, demokratik, sosyal bir ‘hukuk devleti’dir...

12 Haziran 2008 Perşembe

İSVİÇRE-TÜRKİYE maçının karelerle anlatımı...















Bu 31.dakikada Hakan Yakın'ın Türkiye filelerine yolladığı golden sonra İsviçreli bayan böyle sevindi...







Semih 58'de golü atınca,İsviçreli bayan ellerini birleştiri ve duaya başladı...











ve dakika 92 sahaya "TÜRK INIESTA"Arda Turan çıktı ve hem İsviçre'yi hemde İsviçreli Güzel Bayanı yıktı.
Bizde kendi dilimizce diyoruz ki:
Sen üzülme gülüm incinme
Canımın içi iki gözüm sakın küsme
Bana hediye bırak bütün kederleri
Ben ağlarım ikimizin yerine

İsviçre-Türkiye maçını özetleyen 4'lük


ardam takımın beyni
volkanım kaplan gibidir
atarsa semihim atar
tuncayla nihatımda yatar...

28 Mayıs 2008 Çarşamba

Çok Kırıldım Erdoğan'a ve Benitez'e...

2-3 hafta önce Fatih Terim,Milli Takım Aday Kadrosu'nu açıklamıştı,malumunuz HAKAN ŞÜKÜR,FATİH TEKKE,İBRAHİM TORAMAN,MEHMET TOPUZ,GÖKHAN ÜNAL,MEHMET YILDIZ,SEZER BODUR,MERT NOBRE VE GÖKÇEK VEDERSON kadroya alınmamış...Tabi bu oyuncularda serzeniştte bulundular kendi dillerince.Tabi burada bu oyuncuların hepsi haklı hatta kadroya almayan FATİH TERİM bile haklı demiyecem tabi niye haklı olsun fıstık gibi adamlar 4 büyükleri geç Avrupa'da bile çatır çatır oynar oynatsanız ama İmparator almadı...Gelelim benim mevzuma...

Erdoğan,nam-ı diğer fcdebulutto köşesinde halısaha kadrosunu açıklamış bende herhalde o kadronun içinde varım havasıyla kızlara hava atarken anam bide ne göreyim benim ismim yok.Herhalde bir yanlışlık var dedim,ben bu takımın en iyi oyuncularından biriyim ama yine ısrarla ismimi aradım,ama yok.Tabi daha ben sayfayı kapatmadan hemen italyan basının gözde spor gazetesi LA GAZZETTA DELLO SPORT muhabiri Simona Marchetti aradı kendiside öyle internette gezerken bir anda kadroyu görmüş ve şoke olmuş hemen telefona sarılmış malumunuz benimle irtibata geçti,ilk söylediği kelime"Sacremento Çimento ne Ediyo bu Bulutto"dedi ama sesi titriyordu,bende Marchetti'ye:"Milando İnternazionellado kapuerto biraz sakin olto,ne yapabilirimto benimde kendim göre planlarım var to"dedim ve bana yoksa Milan'a transferin doğru mu dedi? bende ona herşey olabilir diye cevap verdim ve telefon konuşmamız sona erdi...Aklıma eski günler geldi bir anda 2004/2005 sezonu İSTANBUL'da Olimpiyat Stadındayız.Maç Liverpool-Milan.İlk yarı bitti,ben soyunma odasında Rafael Benitez'i tuttum kolundan ve "bak hoca bu iş böyle olmayacak,al beni oyuna maçı 3-3 e getireyim"dedim o da "Bak çocuk karşında Stam-Maldini-Pirlo-Gattuso-Nesta var,sen onlarlamı savaşacaksın" dedi bende"kaybedecek neyin var benitez"dedim.O da dayanamadı ve beni oyuna 46.dakika'da oyuna aldı ve bildiğiniz gibi 2 gol attım ve 1 asist yaptım,penaltılarda ise bir golde orda atınca Rafael çıldırdı.Bende onun yanına gelip "BYE BYE BENİTEZ" dedim ve yolda yakınken ilk önce 39 c'ye bindim ve oradanda 522 A ile Ümraniye'nin taşlı ve asfaltlı yollarına geldim...Sen gel o kadar Liverpool'lardan İstanbul'a sonrada kadroya çağrılma...Şairin dediği gibi "Biz ki Ustasıyız Vatan Sevmenin"...Ben ve benim gibi düşünenlerde bana hak verecek şimdi REAL MADRİD'e gitsen "HAİN derler,ALÇAK derler, vs..."
Bu arada bu yazımı yazarken sınav sonuçlarımda açıklanmış
-Atatürk İlke ve İnkılapları Tarihi II AA
-Bilgisayar - II AA

sonuçlar ne kadar yüzümü güldürsede bu olaylar canımı sıkıyor...

12 Mayıs 2008 Pazartesi

ESKİŞEHİR'den KÖROĞLU GEÇTİ...

İNÖNÜ STADI'NA SON BİLET BOLU'NUN

Bu hafta ki yazımda size http://www.fcdebulutto.blogspot.com/ un efsanevi yazarı ERDOĞAN BULUT'la hafta sonunda Eskişehir'de izlediğimiz heyecan kesici ESKİŞEHİR-BOLU maçından bahsedeceğim...Maça yarım saat kala Eskişehir Atatürk Stadı'na girdik.İlk önce polis kontrolü,sonra da afedersiniz ama hayvanı bağlasan yarım dakka durmayacağı bir yer olan tribün bölümüne geçtik.Eskişehir,gerçekten büyük ve güzel bir şehir hatta büyük şehir ama gel gelelim son haftalarda Süper Lig hesaplarıda kuruyor ama tribünleri aynı şeyi söylemiyor...Ben daha alt liglerinde tribünlerinde maç izledim ama gerçekten burası tabiri caizse "DEHŞET-ÜL VAHŞET"di.Oturma yerleri yok,çöp dolu her yer vs vs vs...Tek güzel şey bu kadar negatif olayı bir anda BOLU TARAFTARI dağıttı takımını sahaya çağırdı o da yetmedi Eskişehirli futbolcularıda çağırdılar ve EsEs ile kolkola marşlar söylediler...Gerçekten özlediğimiz tablo idi bunlar ve maç başladı.Hızlı başlayan Bolu Spordu hatta iki üç pozisyon yakalasalarda son vuruşları genelde cılız oldu.Eskişehir ise ilk yarının sonlarına doğru pozisyon yakaladılar ama o da rakibini aratmadı ve cılız toplarla kalecileri soğumalarını engellediler...İlk yarıya damgasını vuran olay Komfeti şov ve ayakkabı şov du :) gerçekten ikiside görülmeye değer güzelliktelerdi.Herkes ayakkabısını çıkarıp salladı ve "BOLU GOL GOL GOL"diye bağırdı.

Devre arasında gol olmayınca tabi kulaklar hemen İstanbul Stüdyolarındaki kardeşimiz Sinan Gündüz'e yöneldi... Kardeş takım Giresun'un maçında 0-2'lik Ordu üstünlüğü vardı ve diğer yandanda Erciyes'de Sakarya'yı 1- 0 yeniyordu.Bu sonuca en çok Sinan seviniyordu ki bir anda hevesi kursağında kaldı.Çünkü;Ordu ikili averajda üstündü Erciyes'e yani Kayseri temsilcisi artık kendi maçında "GİRESUN ıh ıh GİRESUN ıh ıh"diye bağarması gerekiyordu derken İkinci yarı başladı o da ne "Gizli Golcü"(kendisi defans oyuncusu)Görkem 47'de sağ kanattan gelen ortaya kafa vuruşu ile ağlara gönderdi o anda herkes "TEK YÜREK-TEK BİLEK"oldu. Maç tam Bolu Spor'un istediği gibi gidiyor derken 75'den sonra bir dengesiz Bolulu taraftarın Eskişehir taraftarlarına laf atmasıyla bir anda sinirler gerildi ama yine kavgadan yana olmayan Bolu Spor taraftarları Eskişehir taraftarlarını alkışlayarak gönüllerini almaya çalıştılar ama ne nafile.Kuyruğuna basılmış köpek gibi tezahürata başlayan EsEs'liler takımlarını ateşledi ve maçın bitimine 10-15 dk kala Bolu kalesi tehlike üzerine tehlike atlattı.Bazen hızlı ataklarla yine Eskişehir'i zorlamaya çalışan Bolu ileride tek forvet ile etkisiz ataklar yaptı.Ve maçın hakem son düdüğünü çalmasıyla Bolu,İnönü Stadının yolunu tutuyor...Ma. bitiminde İstanbul'la Sinan'la bağlantıya geçmeye çalışıyoruz ama NEVAr TV ile yayında olduğu için bize cevap veremiyor sonra diğer stüdyo görevlisi Halil Şener diğer maçların sonuçlarını söylüyor.Giresun 2-2 Ordu,Kayseri Erciyes 1-0 Sakarya...İşte böyle bir pazar günümüde böyle geçirdik bu arada TÜRKCELL SÜPER LİG'in 2007-2008 ŞAMPİYONU GALATASARAY'ı KUTLAR ve bir şarkıyla veda ederim
BENDEN SELAM OLSUN RAKİPLERİME
ÇIKIP ŞU SAHADA KAÇACAK YER ARAMALIDIR
DURAN TOPLAR İCAD OLDU RAKİP BOZULDU...

6 Mayıs 2008 Salı

Counter Strike Source Akşamları,Bİr Başka Oluyor...








Şair ne demiş Sinan,"Akdeniz akşamları,bir başka oluyor.Hele birde,aylardan temmuz ise..."demiş ne güzel demiş ama...
Bende bu bölümde büyüklerimden gördüğüm gibi size kendi yaptıklarımı anlatacağım.Niye Hıncal Uluç,Haşmet Babaoğlu yapıyor da ben niye yapmayayım ki...Onlar sabah Paris'te,öğlen Milano'da,akşam ise Madrid'de yediklerini içtiklerini anlatıyor bende size yaz akşamlarında yaptığımız eğlenceli bir oyunu anlatacağım...Oyun deyip geçmeyin,bazen öyle komik diyaloglar oluyor ki gülmekten ölüyorsunuz.Gerçekten gülmekten fare'yi elinizden bırakıyorsunuz ve biri sizi alnınızın çatından vuruyor ve acı ama bir o kadar da komik son...diyaloglardan bazıları ise şunlar:


sinan: "halil doğru düzgün oyna şu oyunu,adam karşında sen ona bakıyorsun,trene bakar gibi aq ya...
***********************
onur: abi 5 healt'im vardı osursan ölecektim 3 kişi vuramadınız :D...
***********************
turan: "fatih adam tam köşede tamam mı abim bak tam orada"
fatih: "nerede abi ben göremiyorum sis var her yerde"(o anda bağlantı kopar,çünkü erdoğan,fatihi vurmuştur :D
***********************
Bazende sinirler gerilir ama yine iki sempatik isim çıkar ve durumu tatlıya bağlar...Oyun ilk başlarda küçük bir kadroyla başladı ama kısa sürede tahmin edilemeyecek boyutlara geldi:Turan,Sinan,Erdoğan,Yüksel,Şerafettin,Burak,Ömer,Tunahan,Halil,Fatih,Önder,Mustafa,Tayfun,Murat ve şu anda ismi aklıma gelmeyen nice isimsiz kahraman...

Oyunda iki denge vardır biri Erdoğan diğeri ise Mustafa...Ama bu iki ismin dengesinde terazi birazcıkta HİLE(şifre)ile Erdoğan'dan yana basıyor...Herkesin bir lakabı var,mesela Bulut-Erdoğan,Memati-Sinan,Polat-Önder,Muro-Murat(hemşerim bilecik'lim:) ),Baron-Turan,Sago-Mustafa ve daha niceleriiii işte bu lakaplar bile oyuna bir heyecan katıyor.Ama oyunun en zevkli olduğu günler Kurtlar Vadisi Pusu günleri olan PERŞEMBE saat 23.00 sonrası yaşanıyor saat 01.00-02.00'ye kadar süren bu oyunda herkes eğlenceli zamanlar geçiriyor.Oyunda 7 yaş(fatih,kendisi kardeşim olur)-21 yaş ile sınırlı...Ramazan günü sahur vakitlerinde biraz daha sayı düşsede yine heyecanlı birazda uykulu oyunlar yaşanıyor...Oyunu en iyi oynayan kabul edersek Erdoğan şifre mifre adam vuruyor birader ama benim gönlümde en güzel oynayan kişi Fatih ve Burak.Niye diye sorarsanız birisi 7 yaşında 21 yaşındaki abileriyle kapışıyor Fatih,diğeri ise daha bende neden sevdiğimi bilmiyorum ama yanında oynadığı zaman güven veren bir isim Burak...Yaklaşık 7-8 tane Hamachi ağı var ve dahada artacak gibi duruyor bu ağ sayısı...Oyun genelde %99 Dust'da geçiyor.Oyunda genelde Erdoğan'ın takımı terör olur ve ne olursa olsun Counter'a saldırır acımasızca,vahşice bir İsrail'linin Filistinli'ye saldırdığı gibi,bir Aslan'ın avına saldırdığı gibi,bir Rus'un Çeçen'lere saldırdığı gibi saldırır.Belki size abartı gibi gelir ama bu saldırıdan kurtulmak için yanınızda manevi bir gücün olması lazım ama biz(sinan ve ben)onuda hallettik.Tam içeri girecekleri anda pusu kurarak Erdoğan'ın öncü kuvvetini püskürtüyoruz sonrası My God Kerim...Mustafa ise genelde pusa pusa gider ama gördüğü anda adamı alnının çatından indirir...Sinan gaz adamı,ver Sinan'a gazı KİM TUTAR BİZİM SİNAN'ı...Yüksel ve Şerafettin ise abi kardeş aynılar ikiside aynı al eline dürbünlü silahı gördüğünü vur ama oyuna koyduğumuz bazı kurallarla bu taktikleri çürüdü gibi(4-5,4-6,4-7,4-8 vs..kullanmak yasak)...Fatih ise,kimse ondan rakibi tek başına çökertmesini istemiyor,adam kalabalığı yapsın yeter...Önder ve Tunahan,belkide kapıştıkları "POLAT"ünvanını almak için ayrı takımlarda,birbirlerine rakip oluyorlar,ama daha pişmeleri lazım...Halil ve ben,biz ne çekiyorsak pclerimizinden çekiyorlar ve onların kurbanı oluyoruz.Ama ikimizde olduğumuz takımda sivriliyoruz...Murat,kısa zamanda büyük işler yaptı.Oyunda ağırlığını hissettirmeye başladı ve daha da hissettirecek gibi..."THYPOON"lakaplı Tayfun,bu Murat'a nazaran daha yavaş aşama kaydediyor bazı ellerde çift hanelerle oynuyor bazen ise 1-2 adamla yetiniyor,bu çocukla aynı takımda olmak isteyenlerin sinir katsayıları Pi sayısından büyük olması gerekiyor...Ömer,kardeşine nazaran daha az oyuna giriyor ama girdiğinde de "Hasan Şaş" gibi ancak çevresindekilere GAZ veriyor.Sinan ile aynı takımda olduklarında,o takımın elemanları rakiplerin saflarına geçiyor sebebi Sinan'la-Ömer'in iletişiminin pamuk ipliğine bağlı olmasından kaynaklanıyor.
Yazımı daha da uzatmak isterdim ama hastalığım sebebiyle noktalıyorum...Yazıma başlarken Akdeniz Akşamlarını,bitirirkende Gel Tezkere Gel şarkısını söylüyorum tabi birazcık değiştirerek:
Gel Tezkere Gel Tezkere Bitsin Bu Hasret
İstanbul'da ailen ve arkadaşların yüzüne hasret
Bir yıl oldu davul-zurna yolcu ettik seni...
Bu yazımdaki İsimler tamamen HAYAL ÜRÜNÜDÜR...tabi yerseniz...

Hakemlerin Kulaklıkla Yaşadıkları İlginç Diyaloglar :D


1-) Hakemler arasındaki en ilginç diyalog daha maçın başındaki İstiklal Marşı sırasında gelişiyor. İki hakemin de kulağında kulaklık olması ve birbirlerinin sesini net olarak duymaları nedeniyle, marşı yüksek sesle okumamaları isteniyor. Genellikle marş öncesi orta hakem sessiz bir şekilde arkadaşlarını "Beyler İstiklal Marşı, lütfen yüksek sesle okumayalım, patlıyor, kulaklarımız gidiyor, play back, play back okuyalım" diye uyarıyor.

2-) Bir geri pas sırasında yardımcı hakemden orta hakeme : "Abi eline alırsa kesin geri pas olur...Abi geliyo toooop....Abi eline alıyooooooo...Abi geri paaaaaas"

3-) Orta hakemden, yardımcı hakeme : "Ya yavrum bir tepki ver. Faul mu devam mı ?..Hiç olmazsa konuş oğlum, niye kulaklığın var...Konuuuuuuş"

4-) Orta hakemden, 4. hakeme :
- Üç iyi mi ?
- Abi kim iyi mi ?. Sakatlık mı var ?
- Evladım saat, saat !.. 3 dakika iyi mi ? Soranda kabahat zaten, göster göster...

5-) Yardımcı hakemden orta hakeme :
-Adama bak şu golü atamadı hocam...
-Boş kaleye atamadı beeee....

6-) Çizgi üzerinde giden bir pozisyonda yardımcı hakem- orta hakem diyaloğu :
- Çıkmadı babacığım...Çıkmadı abiciğim. Devam devam...
- İyi bak yavrum, iyi bak...
- Vallahi çıkmadı hocam devaaaam...
- Akşam TV'den bakarım...İnşallah çıkmamıştır.. Yoksa var yaaaaaaa...

7-) Yardımcı hakem- orta hakem diyaloğu... :
- Abi hareket sarı kart
- Yok canım abartma, bizi mi yakacaksın...Pozisyona çok yakınım, karışma...

8-) "Attı kendini hocam, faul değil....Bravo..."

9-) Yardımcı hakemin Orta hakemi kolundaki uyarı cihazının çalışmadığını farkettiğindeki ofsayt uyarısı
-"Bipim çalışmıyor hocam, ofsaaaaaayt"

10-) Yardımcı hakemin,Orta hakemi arkasında olan olaylarla ilgili uyarması:
-"Arkanda didişme var hocam, didişmeeeee"

1 Mayıs 2008 Perşembe

Ercan Saatçi'nin Köşe Yazısına Atfen...

Ercan THİS İS A FOOTBALL

Ercan THİS İS A TURKCELL SUPER LEAGUE

Ercan THİS İS A ALI SAMI YEN STADIUM





Ercan Saatçi,Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi 1-0 mağlup ettiği maç sonrasında bir köşe yazısı yazdı ve maç için yapılan kareografiyi anlamayarak PKK BAYRAĞINA benzetti...



Ercan,senin "PKK BAYRAĞI"diye benzettiğin(artık nasıl benzettiyse) aslında dünyaca ünlü bilgisayar oyunu STREET FİGHTER'ın oyun karakterlerinden KEN(saçları sarı,kıyafeti kırmızı olunca herhalde onu uygun gördüler) ve Fenerbahçe'yi temsilende(onu FB'lilerden başkası canlandıramaz) Bir sarı-lacivert Fb'li karakter tasarlamış ultrAslan.Maç öncesinde Dünya'nın en iyi kareeografi çalışmalarını yapan ultrAslan:GODFATHER,FRED ÇAKMAKTAŞ ve en son tasarı STREET FİGHTER ile yine taraflı tarafsız herkesi kendine hayran bıraktı...Gelelim asli görevi müzisyen(onuda düzgünce yaptığı söylenemez ya)olan biri hobi olarak 'fahri'spor yazarı yapan kişi ERCAN SAATÇİ stada bile gitmemiş,evinde plazmasının karşısında bir yanında Bilgisayar'ı bir yandan da Bira'sıyla hem maçını izlemiş hemde maçı FB lehine yorumlamaya çalışmış ama ayık kafa olmayınca güzel bir yazıda çıkmıyor...Sen kalk OYUNU ve SAHA ZEMİNİ'ni PKK BAYRAĞI yap dediğimiz gibi bu iyi kafayla yazılan bir yazı değil...

galatasaray.org 'taraftarımızdan özür dilenmesini bekliyoruz' demiş ama bence özürden önce gidecek ve bağlı olduğu gazeteye istifasını sunacak...Ercan herşeyi söyle ama TÜRKİYE'nin bu hassas günlerinde yok PKK BAYRAĞI,yok APO POSTERİ diye ortamı germe


ANLAŞTIK MI...


Ercan bak bunlarda diğer kareografilerimiz...




27 Nisan 2008 Pazar

Vefat ve Başsağlığı

Sevgili arkadaşımız Sinan Gündüz'ün Babaanesi 27.04.08 saat 03:30 civarında uzun süredir tedavi gördüğü hastanede yaşamını kaybettiğini öğrenmiş bulunuyoruz.Merhumeye Allah'dan rahmet,Gündüz ailesine başsağlığı diliyoruz...

Turan Canan ve Canan Ailesi

23 Nisan 2008 Çarşamba

Kupa Uydurdular...

G.Saray’ın kupalara tam anlamıyla ambargo koyduğu senelerde yani Lig Kupası, Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası ve Türkiye Spor Yazarları Derneği Kupasını teke teker topladığı o muhteşem günlerde suyun öte yanında bulunan birileri TSYD Kupasının kaldırılmasını istedi… Ve hemen kaldırıldı…Gık bile demedi TSYD! Çünkü o yıllarda kupaları hep G.Saray alıyordu. Kızdırmamak lazımdı birlerini!G.Saray’ın Beşiktaş’a 6, F.Bahçe’ye 4 attığı bir turnuva bile olmuştu. Eh kupaları G.Saray kazanıyorsa, mücadele etmek yerine kolayı seçip kaldırttılar TSYD Kupasını...
Sonra da yine ambargo koyduğumuz C.Başkanlığı Kupasını kaldırdılar. Çünkü H.Şükür bir üçleme serenadı geçivermişti Sarı Lacilere.Velhasılı kelam böylelikle müzemizdeki yüzlerce kupaya 4–5 tane daha katılması engellenmiş oldu. Biz de inat olarak gidip UEFA ve Süper Kupa’yı kazandık ya, o başka mesele....
Şimdi ise Kulüpler Birliği Kupası diye bir şey uydurmak üzereler. E hani vaktiniz yoktu... E hani hazırlık (!) yapamıyordunuz sezon öncesi! Türkiye Kupası varken ve onu almak için önünüzde bir çeyrek yüzyıl daha varken biraz mücadele edin yahu!Bu seneki Türkiye Kupası mı? Ne önemi var ki, bundan bizde bir milyon tane var!

21 Nisan 2008 Pazartesi

Benim Hakkımda Çıkan Yazılara Bir Yenisini Sinan Gündüz Kendi Sitesinde Ekledi...

TURAN CANAN



Evet yukarıdada belirttiğim gibi onun adı Turan Canan 1988 İstanbul doğumlu ilk ve orta öğrenımını kazımkarabekır ılkoğretımde bıtırdıkten sonra lise öğrenımı için ümraniye lisesine yazıldı ve 2005 de buradan mezun oldu şu an ise Türkiyemizin nadide üniversitelerinden biri olan Bilecik üniversitesinde öğrenımıne devam ediyor kısaca ondan bahsetttım size şimdi ise biraz daha detayına inelım;



TURAN CANAN aslında o tam bir sporcu bazıları spor denilince sadece futbol anlarlar ama onun için basketbolda bir futbolda bir hatta voleybolu bile bir ama tabıkı bunları oranlarsak onun için futbol ilk sırada yer alır.Ondaki futbol zekasını ilk olarak ben keşfetmiştim daha sonra sırasıyla mahalledeki tüm arkadaşlara klasını gosterdı ve kısa zamanda mahallemızde adında söz ettirdi özellikle Ümit KARAN tarzı vole ve rövaşatalarıyla hafızamızda yer edindi.Geleceği parlak olan bu arkadaşımızın spor alanında çok ilerici olacağını sanmıyorum çünkü futbol un yanı sıra tam bir bilgisayar kurdudur okuduğu bölüm olan büro yönetimi de onda var olan potansiyeli açığa çıkarması için son derece doğru bir bölüm TURAN CANAN a şimdilik burada nokta koyuyorum ilerde turan arkadaşımıza tekrar döneceğiz burdan kendısıne selam ederim hayatındada başarılar diliyorum.


HAFTAYA:O BİR FENOMEN O BİR REALİST KİŞİLİK EVET SİZLERDE TAHMİN EDİYORSUNUZDUR HAFYATA ERDOĞAN BULUT DAN SÖZ EDECEĞİM HAFTAYA GÖRÜŞMEK ÜMİDİYLE...


Bu yazıyı kaçırmamanızı şiddetle tavsiye ediyorum.