28 Mayıs 2008 Çarşamba

Çok Kırıldım Erdoğan'a ve Benitez'e...

2-3 hafta önce Fatih Terim,Milli Takım Aday Kadrosu'nu açıklamıştı,malumunuz HAKAN ŞÜKÜR,FATİH TEKKE,İBRAHİM TORAMAN,MEHMET TOPUZ,GÖKHAN ÜNAL,MEHMET YILDIZ,SEZER BODUR,MERT NOBRE VE GÖKÇEK VEDERSON kadroya alınmamış...Tabi bu oyuncularda serzeniştte bulundular kendi dillerince.Tabi burada bu oyuncuların hepsi haklı hatta kadroya almayan FATİH TERİM bile haklı demiyecem tabi niye haklı olsun fıstık gibi adamlar 4 büyükleri geç Avrupa'da bile çatır çatır oynar oynatsanız ama İmparator almadı...Gelelim benim mevzuma...

Erdoğan,nam-ı diğer fcdebulutto köşesinde halısaha kadrosunu açıklamış bende herhalde o kadronun içinde varım havasıyla kızlara hava atarken anam bide ne göreyim benim ismim yok.Herhalde bir yanlışlık var dedim,ben bu takımın en iyi oyuncularından biriyim ama yine ısrarla ismimi aradım,ama yok.Tabi daha ben sayfayı kapatmadan hemen italyan basının gözde spor gazetesi LA GAZZETTA DELLO SPORT muhabiri Simona Marchetti aradı kendiside öyle internette gezerken bir anda kadroyu görmüş ve şoke olmuş hemen telefona sarılmış malumunuz benimle irtibata geçti,ilk söylediği kelime"Sacremento Çimento ne Ediyo bu Bulutto"dedi ama sesi titriyordu,bende Marchetti'ye:"Milando İnternazionellado kapuerto biraz sakin olto,ne yapabilirimto benimde kendim göre planlarım var to"dedim ve bana yoksa Milan'a transferin doğru mu dedi? bende ona herşey olabilir diye cevap verdim ve telefon konuşmamız sona erdi...Aklıma eski günler geldi bir anda 2004/2005 sezonu İSTANBUL'da Olimpiyat Stadındayız.Maç Liverpool-Milan.İlk yarı bitti,ben soyunma odasında Rafael Benitez'i tuttum kolundan ve "bak hoca bu iş böyle olmayacak,al beni oyuna maçı 3-3 e getireyim"dedim o da "Bak çocuk karşında Stam-Maldini-Pirlo-Gattuso-Nesta var,sen onlarlamı savaşacaksın" dedi bende"kaybedecek neyin var benitez"dedim.O da dayanamadı ve beni oyuna 46.dakika'da oyuna aldı ve bildiğiniz gibi 2 gol attım ve 1 asist yaptım,penaltılarda ise bir golde orda atınca Rafael çıldırdı.Bende onun yanına gelip "BYE BYE BENİTEZ" dedim ve yolda yakınken ilk önce 39 c'ye bindim ve oradanda 522 A ile Ümraniye'nin taşlı ve asfaltlı yollarına geldim...Sen gel o kadar Liverpool'lardan İstanbul'a sonrada kadroya çağrılma...Şairin dediği gibi "Biz ki Ustasıyız Vatan Sevmenin"...Ben ve benim gibi düşünenlerde bana hak verecek şimdi REAL MADRİD'e gitsen "HAİN derler,ALÇAK derler, vs..."
Bu arada bu yazımı yazarken sınav sonuçlarımda açıklanmış
-Atatürk İlke ve İnkılapları Tarihi II AA
-Bilgisayar - II AA

sonuçlar ne kadar yüzümü güldürsede bu olaylar canımı sıkıyor...

12 Mayıs 2008 Pazartesi

ESKİŞEHİR'den KÖROĞLU GEÇTİ...

İNÖNÜ STADI'NA SON BİLET BOLU'NUN

Bu hafta ki yazımda size http://www.fcdebulutto.blogspot.com/ un efsanevi yazarı ERDOĞAN BULUT'la hafta sonunda Eskişehir'de izlediğimiz heyecan kesici ESKİŞEHİR-BOLU maçından bahsedeceğim...Maça yarım saat kala Eskişehir Atatürk Stadı'na girdik.İlk önce polis kontrolü,sonra da afedersiniz ama hayvanı bağlasan yarım dakka durmayacağı bir yer olan tribün bölümüne geçtik.Eskişehir,gerçekten büyük ve güzel bir şehir hatta büyük şehir ama gel gelelim son haftalarda Süper Lig hesaplarıda kuruyor ama tribünleri aynı şeyi söylemiyor...Ben daha alt liglerinde tribünlerinde maç izledim ama gerçekten burası tabiri caizse "DEHŞET-ÜL VAHŞET"di.Oturma yerleri yok,çöp dolu her yer vs vs vs...Tek güzel şey bu kadar negatif olayı bir anda BOLU TARAFTARI dağıttı takımını sahaya çağırdı o da yetmedi Eskişehirli futbolcularıda çağırdılar ve EsEs ile kolkola marşlar söylediler...Gerçekten özlediğimiz tablo idi bunlar ve maç başladı.Hızlı başlayan Bolu Spordu hatta iki üç pozisyon yakalasalarda son vuruşları genelde cılız oldu.Eskişehir ise ilk yarının sonlarına doğru pozisyon yakaladılar ama o da rakibini aratmadı ve cılız toplarla kalecileri soğumalarını engellediler...İlk yarıya damgasını vuran olay Komfeti şov ve ayakkabı şov du :) gerçekten ikiside görülmeye değer güzelliktelerdi.Herkes ayakkabısını çıkarıp salladı ve "BOLU GOL GOL GOL"diye bağırdı.

Devre arasında gol olmayınca tabi kulaklar hemen İstanbul Stüdyolarındaki kardeşimiz Sinan Gündüz'e yöneldi... Kardeş takım Giresun'un maçında 0-2'lik Ordu üstünlüğü vardı ve diğer yandanda Erciyes'de Sakarya'yı 1- 0 yeniyordu.Bu sonuca en çok Sinan seviniyordu ki bir anda hevesi kursağında kaldı.Çünkü;Ordu ikili averajda üstündü Erciyes'e yani Kayseri temsilcisi artık kendi maçında "GİRESUN ıh ıh GİRESUN ıh ıh"diye bağarması gerekiyordu derken İkinci yarı başladı o da ne "Gizli Golcü"(kendisi defans oyuncusu)Görkem 47'de sağ kanattan gelen ortaya kafa vuruşu ile ağlara gönderdi o anda herkes "TEK YÜREK-TEK BİLEK"oldu. Maç tam Bolu Spor'un istediği gibi gidiyor derken 75'den sonra bir dengesiz Bolulu taraftarın Eskişehir taraftarlarına laf atmasıyla bir anda sinirler gerildi ama yine kavgadan yana olmayan Bolu Spor taraftarları Eskişehir taraftarlarını alkışlayarak gönüllerini almaya çalıştılar ama ne nafile.Kuyruğuna basılmış köpek gibi tezahürata başlayan EsEs'liler takımlarını ateşledi ve maçın bitimine 10-15 dk kala Bolu kalesi tehlike üzerine tehlike atlattı.Bazen hızlı ataklarla yine Eskişehir'i zorlamaya çalışan Bolu ileride tek forvet ile etkisiz ataklar yaptı.Ve maçın hakem son düdüğünü çalmasıyla Bolu,İnönü Stadının yolunu tutuyor...Ma. bitiminde İstanbul'la Sinan'la bağlantıya geçmeye çalışıyoruz ama NEVAr TV ile yayında olduğu için bize cevap veremiyor sonra diğer stüdyo görevlisi Halil Şener diğer maçların sonuçlarını söylüyor.Giresun 2-2 Ordu,Kayseri Erciyes 1-0 Sakarya...İşte böyle bir pazar günümüde böyle geçirdik bu arada TÜRKCELL SÜPER LİG'in 2007-2008 ŞAMPİYONU GALATASARAY'ı KUTLAR ve bir şarkıyla veda ederim
BENDEN SELAM OLSUN RAKİPLERİME
ÇIKIP ŞU SAHADA KAÇACAK YER ARAMALIDIR
DURAN TOPLAR İCAD OLDU RAKİP BOZULDU...

6 Mayıs 2008 Salı

Counter Strike Source Akşamları,Bİr Başka Oluyor...








Şair ne demiş Sinan,"Akdeniz akşamları,bir başka oluyor.Hele birde,aylardan temmuz ise..."demiş ne güzel demiş ama...
Bende bu bölümde büyüklerimden gördüğüm gibi size kendi yaptıklarımı anlatacağım.Niye Hıncal Uluç,Haşmet Babaoğlu yapıyor da ben niye yapmayayım ki...Onlar sabah Paris'te,öğlen Milano'da,akşam ise Madrid'de yediklerini içtiklerini anlatıyor bende size yaz akşamlarında yaptığımız eğlenceli bir oyunu anlatacağım...Oyun deyip geçmeyin,bazen öyle komik diyaloglar oluyor ki gülmekten ölüyorsunuz.Gerçekten gülmekten fare'yi elinizden bırakıyorsunuz ve biri sizi alnınızın çatından vuruyor ve acı ama bir o kadar da komik son...diyaloglardan bazıları ise şunlar:


sinan: "halil doğru düzgün oyna şu oyunu,adam karşında sen ona bakıyorsun,trene bakar gibi aq ya...
***********************
onur: abi 5 healt'im vardı osursan ölecektim 3 kişi vuramadınız :D...
***********************
turan: "fatih adam tam köşede tamam mı abim bak tam orada"
fatih: "nerede abi ben göremiyorum sis var her yerde"(o anda bağlantı kopar,çünkü erdoğan,fatihi vurmuştur :D
***********************
Bazende sinirler gerilir ama yine iki sempatik isim çıkar ve durumu tatlıya bağlar...Oyun ilk başlarda küçük bir kadroyla başladı ama kısa sürede tahmin edilemeyecek boyutlara geldi:Turan,Sinan,Erdoğan,Yüksel,Şerafettin,Burak,Ömer,Tunahan,Halil,Fatih,Önder,Mustafa,Tayfun,Murat ve şu anda ismi aklıma gelmeyen nice isimsiz kahraman...

Oyunda iki denge vardır biri Erdoğan diğeri ise Mustafa...Ama bu iki ismin dengesinde terazi birazcıkta HİLE(şifre)ile Erdoğan'dan yana basıyor...Herkesin bir lakabı var,mesela Bulut-Erdoğan,Memati-Sinan,Polat-Önder,Muro-Murat(hemşerim bilecik'lim:) ),Baron-Turan,Sago-Mustafa ve daha niceleriiii işte bu lakaplar bile oyuna bir heyecan katıyor.Ama oyunun en zevkli olduğu günler Kurtlar Vadisi Pusu günleri olan PERŞEMBE saat 23.00 sonrası yaşanıyor saat 01.00-02.00'ye kadar süren bu oyunda herkes eğlenceli zamanlar geçiriyor.Oyunda 7 yaş(fatih,kendisi kardeşim olur)-21 yaş ile sınırlı...Ramazan günü sahur vakitlerinde biraz daha sayı düşsede yine heyecanlı birazda uykulu oyunlar yaşanıyor...Oyunu en iyi oynayan kabul edersek Erdoğan şifre mifre adam vuruyor birader ama benim gönlümde en güzel oynayan kişi Fatih ve Burak.Niye diye sorarsanız birisi 7 yaşında 21 yaşındaki abileriyle kapışıyor Fatih,diğeri ise daha bende neden sevdiğimi bilmiyorum ama yanında oynadığı zaman güven veren bir isim Burak...Yaklaşık 7-8 tane Hamachi ağı var ve dahada artacak gibi duruyor bu ağ sayısı...Oyun genelde %99 Dust'da geçiyor.Oyunda genelde Erdoğan'ın takımı terör olur ve ne olursa olsun Counter'a saldırır acımasızca,vahşice bir İsrail'linin Filistinli'ye saldırdığı gibi,bir Aslan'ın avına saldırdığı gibi,bir Rus'un Çeçen'lere saldırdığı gibi saldırır.Belki size abartı gibi gelir ama bu saldırıdan kurtulmak için yanınızda manevi bir gücün olması lazım ama biz(sinan ve ben)onuda hallettik.Tam içeri girecekleri anda pusu kurarak Erdoğan'ın öncü kuvvetini püskürtüyoruz sonrası My God Kerim...Mustafa ise genelde pusa pusa gider ama gördüğü anda adamı alnının çatından indirir...Sinan gaz adamı,ver Sinan'a gazı KİM TUTAR BİZİM SİNAN'ı...Yüksel ve Şerafettin ise abi kardeş aynılar ikiside aynı al eline dürbünlü silahı gördüğünü vur ama oyuna koyduğumuz bazı kurallarla bu taktikleri çürüdü gibi(4-5,4-6,4-7,4-8 vs..kullanmak yasak)...Fatih ise,kimse ondan rakibi tek başına çökertmesini istemiyor,adam kalabalığı yapsın yeter...Önder ve Tunahan,belkide kapıştıkları "POLAT"ünvanını almak için ayrı takımlarda,birbirlerine rakip oluyorlar,ama daha pişmeleri lazım...Halil ve ben,biz ne çekiyorsak pclerimizinden çekiyorlar ve onların kurbanı oluyoruz.Ama ikimizde olduğumuz takımda sivriliyoruz...Murat,kısa zamanda büyük işler yaptı.Oyunda ağırlığını hissettirmeye başladı ve daha da hissettirecek gibi..."THYPOON"lakaplı Tayfun,bu Murat'a nazaran daha yavaş aşama kaydediyor bazı ellerde çift hanelerle oynuyor bazen ise 1-2 adamla yetiniyor,bu çocukla aynı takımda olmak isteyenlerin sinir katsayıları Pi sayısından büyük olması gerekiyor...Ömer,kardeşine nazaran daha az oyuna giriyor ama girdiğinde de "Hasan Şaş" gibi ancak çevresindekilere GAZ veriyor.Sinan ile aynı takımda olduklarında,o takımın elemanları rakiplerin saflarına geçiyor sebebi Sinan'la-Ömer'in iletişiminin pamuk ipliğine bağlı olmasından kaynaklanıyor.
Yazımı daha da uzatmak isterdim ama hastalığım sebebiyle noktalıyorum...Yazıma başlarken Akdeniz Akşamlarını,bitirirkende Gel Tezkere Gel şarkısını söylüyorum tabi birazcık değiştirerek:
Gel Tezkere Gel Tezkere Bitsin Bu Hasret
İstanbul'da ailen ve arkadaşların yüzüne hasret
Bir yıl oldu davul-zurna yolcu ettik seni...
Bu yazımdaki İsimler tamamen HAYAL ÜRÜNÜDÜR...tabi yerseniz...

Hakemlerin Kulaklıkla Yaşadıkları İlginç Diyaloglar :D


1-) Hakemler arasındaki en ilginç diyalog daha maçın başındaki İstiklal Marşı sırasında gelişiyor. İki hakemin de kulağında kulaklık olması ve birbirlerinin sesini net olarak duymaları nedeniyle, marşı yüksek sesle okumamaları isteniyor. Genellikle marş öncesi orta hakem sessiz bir şekilde arkadaşlarını "Beyler İstiklal Marşı, lütfen yüksek sesle okumayalım, patlıyor, kulaklarımız gidiyor, play back, play back okuyalım" diye uyarıyor.

2-) Bir geri pas sırasında yardımcı hakemden orta hakeme : "Abi eline alırsa kesin geri pas olur...Abi geliyo toooop....Abi eline alıyooooooo...Abi geri paaaaaas"

3-) Orta hakemden, yardımcı hakeme : "Ya yavrum bir tepki ver. Faul mu devam mı ?..Hiç olmazsa konuş oğlum, niye kulaklığın var...Konuuuuuuş"

4-) Orta hakemden, 4. hakeme :
- Üç iyi mi ?
- Abi kim iyi mi ?. Sakatlık mı var ?
- Evladım saat, saat !.. 3 dakika iyi mi ? Soranda kabahat zaten, göster göster...

5-) Yardımcı hakemden orta hakeme :
-Adama bak şu golü atamadı hocam...
-Boş kaleye atamadı beeee....

6-) Çizgi üzerinde giden bir pozisyonda yardımcı hakem- orta hakem diyaloğu :
- Çıkmadı babacığım...Çıkmadı abiciğim. Devam devam...
- İyi bak yavrum, iyi bak...
- Vallahi çıkmadı hocam devaaaam...
- Akşam TV'den bakarım...İnşallah çıkmamıştır.. Yoksa var yaaaaaaa...

7-) Yardımcı hakem- orta hakem diyaloğu... :
- Abi hareket sarı kart
- Yok canım abartma, bizi mi yakacaksın...Pozisyona çok yakınım, karışma...

8-) "Attı kendini hocam, faul değil....Bravo..."

9-) Yardımcı hakemin Orta hakemi kolundaki uyarı cihazının çalışmadığını farkettiğindeki ofsayt uyarısı
-"Bipim çalışmıyor hocam, ofsaaaaaayt"

10-) Yardımcı hakemin,Orta hakemi arkasında olan olaylarla ilgili uyarması:
-"Arkanda didişme var hocam, didişmeeeee"

1 Mayıs 2008 Perşembe

Ercan Saatçi'nin Köşe Yazısına Atfen...

Ercan THİS İS A FOOTBALL

Ercan THİS İS A TURKCELL SUPER LEAGUE

Ercan THİS İS A ALI SAMI YEN STADIUM





Ercan Saatçi,Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi 1-0 mağlup ettiği maç sonrasında bir köşe yazısı yazdı ve maç için yapılan kareografiyi anlamayarak PKK BAYRAĞINA benzetti...



Ercan,senin "PKK BAYRAĞI"diye benzettiğin(artık nasıl benzettiyse) aslında dünyaca ünlü bilgisayar oyunu STREET FİGHTER'ın oyun karakterlerinden KEN(saçları sarı,kıyafeti kırmızı olunca herhalde onu uygun gördüler) ve Fenerbahçe'yi temsilende(onu FB'lilerden başkası canlandıramaz) Bir sarı-lacivert Fb'li karakter tasarlamış ultrAslan.Maç öncesinde Dünya'nın en iyi kareeografi çalışmalarını yapan ultrAslan:GODFATHER,FRED ÇAKMAKTAŞ ve en son tasarı STREET FİGHTER ile yine taraflı tarafsız herkesi kendine hayran bıraktı...Gelelim asli görevi müzisyen(onuda düzgünce yaptığı söylenemez ya)olan biri hobi olarak 'fahri'spor yazarı yapan kişi ERCAN SAATÇİ stada bile gitmemiş,evinde plazmasının karşısında bir yanında Bilgisayar'ı bir yandan da Bira'sıyla hem maçını izlemiş hemde maçı FB lehine yorumlamaya çalışmış ama ayık kafa olmayınca güzel bir yazıda çıkmıyor...Sen kalk OYUNU ve SAHA ZEMİNİ'ni PKK BAYRAĞI yap dediğimiz gibi bu iyi kafayla yazılan bir yazı değil...

galatasaray.org 'taraftarımızdan özür dilenmesini bekliyoruz' demiş ama bence özürden önce gidecek ve bağlı olduğu gazeteye istifasını sunacak...Ercan herşeyi söyle ama TÜRKİYE'nin bu hassas günlerinde yok PKK BAYRAĞI,yok APO POSTERİ diye ortamı germe


ANLAŞTIK MI...


Ercan bak bunlarda diğer kareografilerimiz...